Kundalini'nin Betimlenmesi 1976-01-23
Current language: Turkish, list all talks in: Turkish
Halka açık program, "Kundalini 'nin Betimlenmesi", Delhi (Hindistan), 23 Ocak 1976.
Saygıdeğer Yargıç Tatachari, Delhi yurttaşları ve Sahaja Yogiler, bizler şimdi tarihin öyle bir noktasındayız ki, Tanrısal gücün varlığını kanıtlama gerekliliği, kaçınılmaz bir hale geldi. Her şeyi kapsayan bu güç hakkında okuduk. Shastralarımızda (kutsal yazılar), içimizden geçen, bu evrende tezahür eden her bir parçacığın içinden akan bu Tanrısal güç hakkında ayrıntılı açıklamalar bulunmaktadır ancak şimdiye dek, çok az sayıda insan, bu Tanrısal gücü hissetmek üzere Tanrısal aleme girebilmiştir. Bu kişiler o kadar yüksek bir seviyede doğdular ki, onlar insanların geri kalanıyla iletişim kuramadılar. Onlar sadece ilahiler söylediler ve bu şarkılar, bu ilahi gücün varlığını hiçbir zaman hissetmemiş olan insanlara taşındı ve o insanlar da, bu sanki bir gerçek diye hissettiler. Size daha önce de anlattığım gibi, bu insanoğlunun sonsuzluğa atlamak için bir arayışıydı ama sonlu olan akılcılık ve anlayışla, insanoğlunun Buddhi'si (spiritüel uyanış) sonsuzluğa nüfuz edemedi. Bu yüzden her şey mekanik bir süreç haline geldi, dinler önemini yitirdi ve insanlar dinlerin söylediklerine ya da Tanrısal güce inanamaz bir hale geldiler ama insanların Tanrı'nın Krallığına kitlesel bir şekilde girerek, O'nun varlığını içlerinde kalp çarpıntısı şeklinde hissetmelerinin zamanı geldi. Onun size söylediği gibi, 1970 yılında Ben, insanların uyanmış arayanlar dahi olmadıklarını fark ettim. Ve işte bu yüzden tüm bu hatalar işlendi çünkü 10. katta doğmuş olanlar, birinci katta bile olmayan insanlara bir açıklama yapamadılar.
Bu insan aydınlanmasını ve bu şeyin neden oluştuğuna dair sebepleri Ben anladığım zaman, çeşitli insanlar üzerinde çalışmaya başladım ve onların uyanış yolu üzerindeki sorunlarını öğrendim. Bunu yaparken, iki yıl içinde ancak on iki kişiye aydınlanma verebildim ya da insanlar aydınlanabildiler demeliyim ve bu çok zor bir görevdi çünkü Bana gelen insanlar bundan çok fazla etkilenmemişlerdi. "Bizim ötemizde Tanrısal bir güç olduğuna dair kanıt nedir?" diye düşünüyorlardı ama aydınlandıklarında ve parmak uçlarında vibrasyonları almaya başladıklarında, Chaitanya Lahari (Kutsal Ruhun Serin Esintisi) dediğimiz, Nirvakara (Ruhun bir niteliği olarak- değişmeyen) oldukları, diğer insanları iyileştirmeye başladıkları, diğer insanlara uyanış vermeye başladıkları ve onlara Aydınlanma verdikleri vibrasyonlar, bu onlarla birlikte, bir kanıt haline geldi, onlar Kendini gerçekleştirme/aydınlanma haline ulaştılar. Bu bir gerçektir, yalan değildir, bu herhangi bir propaganda değildir, bunun sizin içinizde gerçekleşmesi gerekir, siz hiç kimseye bunun onda gerçekleştiğine dair sahte bir sertifika veremezsiniz, bunun tamamen içinizde gerçekleşmesi gerekir ve sizin de bunun gerçekleştiğini hissetmeniz gerekir ve bunu kullandığınız zamanda, bunun olduğunu bilirsiniz. Geçen gün Kundalini'nin yükselişini çıplak gözlerinizle gördünüz. Bazılarınız 'Kundalini' sözcüğünü hiç bilmiyordu bile ama Kundalini'nin kalp atışı gibi atmasını, nasıl yükseldiğini ve nasıl omurgadan yukarı çıktığını gördünüz. Kundalini yükseldiğinde, aslında Kundalini'nin hareketini siz görebilirsiniz. Kundalini'nin uyanışından bahseden pek çok kişi olmuştur, aslında bunu söyleyenlerin hiçbirisi, Kundalini'nin yükselişini kendisi göstermemiştir, bunun nedeni ise Kundalini'nin (onlarda) asla yükselmemiş olmasıdır. Kundalini sadece zaten aydınlanmış olan ve Kundalini'yi yükseltme işini bilen biri olduğu zaman yükselir. Dolayısıyla onlar bunu, Kundalini'yi yükselterek aslında siz çok ısınırsınız ya da bazen dans etmeye başlarsınız, bazen bağırmaya başlarsınız ve bazen de vücudunuzun her yerinde kabarcıklar oluşur, şeklinde tarif ettiler.
Onların Kundalini'yi tarif etme şekillerine bakılırsa, bu sizin tamamen bitip tükendiğiniz ve parçalandığınız böylesi bir ateşten gömleği giymektense, olduğunuz gibi kalmanızın daha iyi olacağı düşünülebilir. Kundalini sizin Annenizdir ve Mooladhara Çakradan daha yüksek bir yerde bulunan üçgen kemiğin içinde dinlenir. Bu üçgen kemik, Mooladhara olarak bilinir. Hepiniz, hepiniz Sanskritçe biliyorsunuz ve Mooladhara'nın ne anlama geldiğini biliyorsunuz. O, orada dinlenir ve O'nu yanlış taraftan kışkırtmaya çalışanlar, Mooladhara Çakra üzerinde oturan Shri Ganesha’yı kızdırır ve bu öfke, ifade edilir ve insanlar Kundalini'nin öfkeli olduğunu söylerler. (Bu durumda) Kundalini asla yükselmeyecektir. O sizin sorunlarınızı bilir. O sizi sever. O sizin sahip olduğunuz yegâne Anne'dir ve O pek çok yaşam boyunca sizinle birlikte olmuştur. Bu yüzden, O hiç yükselmez, orada kalır ama sadece Shri Ganesha öfkelenir çünkü O'nun Annenizin iffetine, Annenizin protokolüne göz kulak olması gerekir. Şimdi Shri Ganesha olsun ya da olmasın, biz bundan başlıyoruz. Sıfırdan başlamak gerekir. İnsanlar varlığın içinde, Shri Ganesha sembolünü gördüklerini söylüyorlar. Shri Ganesha'nın orada olup olmadığı, Sahaja Yoga'da doğrulanabilir çünkü siz bu şekilde acı çeken birini gördüğünüzde, Shri Ganesh'e "Lütfen ona kızma" diye Ondan rica etmeniz gerekir, o kişi bunu cehalet içinde yapmıştır ve Shri Ganesha sizi hemen dinler, böyle bir kişinin sakinleştiğini görürsünüz. Kabarcıkları kaybolur ve kendini çok rahatlamış hisseder. Geçen sefer Delhi'de hatırlarsanız koşarak Bana gelen bir adam vardı. İlk önce Bombay'a gitmiş ve sonra tekrar Delhi'ye geri dönmüştü. Delhi'de ikamet ediyordu ve Bana, bir kişinin onun Kundalini'sini uyandırdığını ve sanki bir sürü eşek arısı ısırmış gibi "bu ne sıcak, bu ne sıcak" diye bağırarak kendisinin oradan oraya koşturduğunu söyledi.
Ona, "bu uyanışını nasıl gerçekleştirdin? Bunu yapan adam kimdi?" diye sordum. Bana, “yapılan şey o kadar iğrenç bir yöntemdi ki, terbiye benim bu konuda konuşmamı yasaklıyor, dedi. Bunu gördüğüm zaman ona, " sen böylesine iğrenç ve işe yaramaz bir yöntemle Tanrı'ya ulaşılabileceğine nasıl inanırsın?" dedim. Ve o kişi çok eğitimli bir adamdı. O zaman Ben Shri Ganesh'e "Lütfen onu affet çünkü kendisinin cahil bir insan olduğunu bilmiyor, ondan para almaya çalışan ya da ona bilgisini göstermeye çalışan birisi, onun Kundalini'siyle oynadı, bu yüzden lütfen onu affet" dedim. Ve bu kişinin hemen sakinleştiğine ve düzeldiğine tanık olan pek çok insan var. Kundalini'nizde bulunan tüm bu Deityler, orada olsunlar ya da olmasınlar, çünkü birileri bunu yazdı, çünkü birileri bize bunu söyledi, çünkü onlar bizim shastralarımız’da da var, bunu neden kabul edelim ki? Çünkü rasyonel olan insan, hiçbir şeyi kabul etmek istemez! Çocuklarınız bunu kabul etmeyecektir. Bizler, Shri Ganesha'nın varlığını kanıtlayabiliriz, aynı şekilde insan omurgası üzerindeki çakralarda bulunan tüm bu Deitylerin varlığını da biz kanıtlayabiliriz. Şimdi Hint kültüründen, Hindu kültüründen, Müslüman kültüründen ve diğer kültürlerden bahsedecek olursak, Kundalini'nin ya da Virata'nın Ezeli Kundalini'sinin, onlar ister Müslüman olsunlar, ister Hıristiyan olsunlar, ister Hintli olsunlar, tüm bu büyük enkarnasyonların, çakralara oturmuş olması çok şaşırtıcıdır. Örneğin, Mooladhara Çakradan yukarı doğru çıkarak buna başlarsanız, ikinci çakrada, Swadishthan Çakrada, Tanrı'nın yaratıcı gücü, yaratıcı yönü olan Shri Brahmadeva vardır ve O'nun gücü Saraswati'dir. Delhi'de hepinizin Swadishthan Çakrasının catch ettiğini gördünüz.
Hepinizde bu Swadishthan Çakra sorunu var çünkü Delhi, bizim çok fazla planlama yaptığımız yer ve planlama gücü, geleceği düşünme gücü Swadishthan Çakra'dan gelir ve birçoğunuz Swadishthan Çakrada bu şekilde catch etmiş durumdasınız. Nabhi Çakra olarak bilinen üçüncü çakra, aslında bu Manipur Çakra olarak da bilinir, bu üçgen kemiğin daha üzerinde bir yerde yer alır ve kaba [fiziksel] formunda, insanoğlunun solar pleksusunu kontrol eder ve burası bizim dharmamızı, dinimizi temsil eden çakradır. Şimdi Ben dinden söz ettiğim zaman, modern zihin hemen peşime düşecek ve "Sen neden bahsediyorsun, bu şeylerden mi?" diyecektir. 'Dharma' dediğimde " dharmarthi, sadharma" demek istiyorum (dharmarthi-dharmayı isteyen / sadharma-dini ilkelere bağlı olan), her şeyin bir dharması olduğu gibi, insanların da belli bir dharması vardır. Örneğin, mango ağacından bir mango alırsınız. Eğer onu dikerseniz, mango elde edersiniz ya da size dün anlattığım gibi, altın bir bileziğin altın olduğunu görebilirsiniz çünkü o kararmaz, bu altının dharmasıdır. Suyun, arındırma dharması vardır. Aynı şekilde bir insanın da İncil'de On Emir olarak ifade edilen kendi dharması vardır. Bunlar bir insanın doğuştan sahip olduğu on dharma’dır. O, bunlarla birlikte doğar ama dharmarthi durumuna geçmesi gerektiği zaman, o kişi kendisini dharma'ya yerleştirmek zorundadır, o bunun ötesindedir. Fakat bu on tane şey tesis edilmelidir. Eğer bunlar oturtulmamışsa, onlarla oyun oynayamayız! Eğer onlarla oynarsanız, o zaman bu uyanışınızda ve aydınlanmanız sırasında, bu bir sorundur. Nabhi Çakra en önemlisidir ve orada büyük enkarnasyon bulunur ya da Tanrı'nın 'Narayana’' (koruyan) niteliği diyebiliriz, kendisi, Shri Vishnu ve O'nun gücü olan Shri Lakshmi'dir. Vishnu Tanrı'nın sürdürülebilirlik, dharma niteliğini temsil eder. Ve Vishnu, insanoğlunun evriminden sorumludur.
Bir amibin neden insan haline geldiğini, onu insan seviyesine çıkaran şeyin ne olduğunu ve bu insana ne olacağını asla öğrenemeyiz, sonuçta neden o bir insan haline getirildi? Siz, bir amaç için yaratıldınız. Daha sonra bu insana ne olacak, bunu hiç düşünmüyoruz. Bu evrimsel güç bize Shri Vishnu'nun Kendisi aracılığıyla gelir. Shri Vishnu Hinduların Tanrısı değildir. O, Hindistan'a ait değildir; belirli bir devlete veya belirli bir bölgeye ait değildir. O Ezeli Varlığa, bizim İslam'da 'Allah hu Akbar' dediğimiz büyük Ezeli Varlığa aittir. O, yüce olan bu Ezeli Varlığın ifadesidir. Tanrı'nın pek çok yönü vardır ve bu niteliklerden biri de, O'nun yüceliğidir. İşte bu yüzden Vishnu olarak, O bizim de yüce olmamızı ister. Dün size Virata'nın bedeninin O'nun tezahür ettirdiği her şeyi içerdiğini ve bizim de bu büyük Virata'nın bir parçası olduğumuzu idrak etmemiz gerektiğini söylemiştim. Ve biz Tanrı'nın suretinde yaratıldığımız için O'nu gerçekleştirme sürecindeyiz. Sonra vücudumuzun en önemli kısmı olan mide gelir. Bu, Bhavasagara'yı (illüzyon okyanusu) temsil eder, bizim içine yerleştirildiğimiz Maya'dır. Shri Vishnu'nun Kendisi tekrar tekrar enkarne olduğu zaman, bizler bu Bhavasagara'da doğarız. Matsyavatara (Balık enkarnasyonu) ve onu sizin purvam-avatara (ilk avatar) olarak gördünüz enkarnasyondur ve Kendisi insanlara evrimsel yollarında liderlik eder. Ona, 'Ezeli Guru' olarak adlandırdığımız bir başka Deity, Adi Guru Dattatreya yardım eder. Shri Vishnu, Bhavasagara'dan yükselir ve kendi içinizde yükselmeniz için size liderlik eder. O sizin farkındalığınızı adım adım geliştirir ve siz bugün bir insan olarak var olursunuz. O, sizin varlığınız içinde, bir tanesi Hriday [Kalp] Çakra üzerinde olmak üzere iki çakra daha yaratır ve onun (Kalp çakranın) üzerinde ise, Shri Krishna'nın tam enkarnasyonu olarak adlandırılan Vishuddhi Çakra yer alır. Vishuddhi Çakra'da, Shri Vishnu enkarnasyonunu tamamlar, O tam bir Virata'dır. O, burada Vishuddhi Çakra'da temsil edilir. O'nun orada olup olmadığını Kundalini uyandığı zaman öğrenebilirsiniz.
Sol tarafta Virata bulunur, kalpte ise Shiva'nın Kendisi ikamet eder. Shiva, Tanrı'nın varoluş niteliğinin sembolüdür. Varoluşta, tüm tezahürü gerçekleştiren Shiva'dır ve O gösteriyi beğenmediğinde, oyunu beğenmediği zaman, onu kapatır. Bu yüzden, O yok edici olarak da bilinir. Eğer hoşuna giderse, eğer bu doğru yönde ilerliyorsa, gösteriyi izlemeye devam eder ama hoşuna gitmezse, onu sadece kapatır. Yani, Tanrı'nın gördüğümüz üç yönü vardır: biri Onun Sthithi'si, varoluşu, diğeri Brahmadeva tarafından yaratılışı ve üçüncüsü de evrimsel olan ama Dharma'nın kendisine dayanan yönüdür. Bir kişinin üç tutumu olabilir, üç yönü olabilir. Tanrı'nın daha pek çok yönü vardır ama tezahür eden yönler, bu üç tanesidir. Şimdi bu üç nitelik, bu niteliklerin özü ya da bu üç niteliğin masumiyeti diyebiliriz, bunlar Bhavasagara'da ikamet eden ve evriminiz için Shri Vishnu'ya yardım eden Ezeli Guru’da ya da Adi Guru Dattatreya’nın üzerinde birleşmiştir. Şimdi O pek çok enkarnasyon almıştır, esas olarak on enkarnasyon ve bunlar çok önemlidir ve onları bizim kendi bütünlükleri içinde anlamamız gerekir. Eğer siz O'nu bir Dattatreya olarak kabul ederseniz, Onu aynı zamanda Raja Janaka olarak da kabul etmeniz gerekir. Hindu zihni için Raja Janaka'yı kabul etmek kolaydır ama Raja Janaka ile aynı şey olan Muhammed Sahib'i kabul edemez. Bu bir gerçektir ve bunu Kundalini'nizle kanıtlayabilirsiniz. Mide kanserinden mustarip olan bir kişi, şimdi Ben size Sahaja Yoganın kanserinizi iyileştirebileceğini söylediğim zaman, sizin kafamızdaki bazı kavramlardan vazgeçmeniz gerekir. Bir kişi, varsayalım ki o bir Hindu ve mide kanserinden mustarip, Ben ondan Muhammed Sahib'in adını anmasını istemek zorundayım.
Eğer Ondan bunu istemezsem ya da Ben onu buna ikna edemezsem, kanserini tedavi edemem. Ona bunu yapamayacağımı söylediğim için üzgünüm ama eğer kişi Müslüman ise, ona da "Dattatreya'nın adını anmalısın" demek zorundayım. İnsanlar aptallar gibi bir ağacın canlı çiçeklerini alıp götürdüler ve şimdi de, ölü bir şey üzerinde savaşıyorlar. O Dattatreya'ydı, buna hiç şüphe yok. Ve Onun kızı olan Fatima da, Sita Janaki'nin kendisinden başkası değildi. Ve onun iki oğlu Hasan ve Hüseyin de, Luv ve Kush'tan başkası değillerdi. Onlar tekrar tekrar doğdular. Onlar Mahavira ve Buddha olarak doğdular ve daha sonra Hasan ve Hüseyin olarak doğdular. Bunun gerçek olduğunu, gerçeğin bu olduğunu idrak etmek sadece Sahaja Yoga ile mümkündür. O, Nanaka (Guru Nanak) olarak doğdu ve Nanaki ise, Janaki'den başka bir kişi değildi. Nanaka'nın yaşamında, O bunu ifade etti. Elbette, Nanaka hakkında kaç kişinin okuduğunu bilmiyorum. Nanaka bir gün uyuyordu ve ayakları Kâbe'ye doğruydu ve insanlar o taraftan vibrasyon alıyorlardı ve onlar "sen ne yapıyorsun? Ayakların Kâbe'ye doğru!" dediler. O da "Tamam, ayaklarımı diğer tarafa çevireceğim" demiş ve onlar bu sefer diğer taraftan vibrasyon almaya başlamışlar. "Ne? Kâbe mi hareket mi etti, ne oldu?" dediler. O, bir şekilde, bunu gösterdi ama onlar ne cüretle Ona bir sürü şey söylediler ki? Onlar çok az şey söyledikleri zaman, onlar bu (yüce) insanları öldürdüler ve onlara işkence ettiler. Eğer Muhammed Sahib'in hayatını okursanız, bizim ne kadar aptal insanlar olduğumuzu, Ona nasıl işkence ettiğimizi hissedeceksiniz. Fanatizm yüzünden, O'nun öldürülme şekli, aslında O zehirlenmişti. İnsanlar O'nun peşinde oldukları için, kafasını saklayabileceği bir yeri yoktu çünkü O doğruyu söylüyordu ve fanatizm O'nun savaştığı tek şeydi. Dolayısıyla, Guru Tatwa [prensip] siz fanatik bir kişi haline geldiğiniz anda öldürülür. Herhangi bir türden fanatizme kapıldığınız anda Guru Tatwa'nız derhal sona erer. Şimdi Kalp Çakraya geliyorsunuz.
Kalp Çakra üç kısma ayrılır. Kalp Çakranın merkezinde, Jagadamba'nın Kendisi bulunur ama sol tarafta, size söylediğim gibi, Shiva bulunur ve O'nun gücü Parvati'dir. Parvati'nin Kendisi, efendisiyle olan kimliğini ayırdığında ve çocuklarını kötü ruhların egemenliğinden kurtarmak için merkeze girdiğinde, o zaman merkezde ikamet eder ve O, Jagadamba'dır. Bu İncil'de 'kutsal kalp' olarak adlandırılır. O, Jagadamba olarak ikamet eder. O, kurtarmak için pek çok enkarnasyon geçirmiştir. Bugün Lalita Panchami (Sharad Navaratri’nin beşinci günü) vardı, onlar Lalita'nın şarkısını söylediler, O'nun bhakta’larını (ona adanmışları), şeytani olan ve ahlaksız kişiliklerin egemenliğinden kurtarmak için kötü güçlerle savaşmak üzere, enkarnasyonunu nasıl aldığını anlattılar. O sizin içinizde de var. Eğer uyandırılmamışsa, uyandırılabilir. O, sizi bu şeytani güçlerden kurtarmak için her zaman oradadır. Bugün, bu Kali Yuga sırasında pek çok rakshasa doğmuştur. Bazıları kendilerini "Tanrılar" ve "Tanrı'nın adamları" olarak adlandırdıkları için buradalar. Ama davranışlarından ve karakterlerinden onların insan olmadıklarını, insandan daha aşağı varlıklar olduklarını anlayabilirsiniz. Tüm bu korkunç enkarnasyonlar bir kamuflaj içinde, bir maya içinde gelmişlerdir çünkü bu Kali Yuga'dır. Ravana’nın kendisi, Ravana olarak ortaya çıkmayacak, "Ben Ravana'yım" demeyecektir ama ideolojilerinden ve yöntemlerinden onun "Ravana" olduğunu siz anlayabilirsiniz. Bugün dine meydan okuyanlar var. Tanrı'yı yüceltmek için seksin kullanılması gerektiğini vaaz eden insanlar var. Bu nasıl olabilir? Seksin, uyanışınızla hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü size söylediğim gibi seks noktası, Annenizin ikamet ettiği Mooladhara'dan çok daha aşağıdadır. Bu öyle saçma bir fikir ki ama Batı'yı çoktan ele geçirmiş durumda. İnsanlar bunu anlamamak için, beyinlerini nasıl kaybetmişler bilmiyorum!
Ve bu tür ideolojiler bugün bu ülkede yayılıyor. Yargıç Tatachari'den bu korkunç şeylerin ortaya çıkmaması, insanlar tarafından bunların kabul edilmemesi için, kanun koyan insanlara biraz baskı yapmasını istiyorum. Çünkü kendinizi böylesi korkunç şeytani güçlere teslim ettiğinizde, onlar size varlıklar olarak gelirler, sizi ele geçirirler, siz de ele geçirilirsiniz. Sonra da sahip olduğunuz her şeyi vermeye başlarsınız. Ne kadar paranız varsa, onlara verirsiniz. Ne kadar dikkatiniz varsa, onlara verirsiniz. Sonunda bir de bakarsınız ki onlar mahkemelere düşmüşler ve şimdi ömür boyu hapis cezalarının keyfini sürüyorlar. Hepinizin uyarılması ve dindar bir kişinin, gerçekten uyanmış bir kişinin sizden tek bir kuruş bile alamayacağını anlamanız daha iyi olur. Siz kendinize bu kadar saygı duyarken, Tanrı'nın kutsamasına sahip olan bir kişi, sizden nasıl bir şey kabul edebilir? Onların, sizin egonuzu tatmin etmelerinin yolu budur, bu şekilde siz, dindar bir şahsiyeti satın alabilmişsiniz gibi hissedersiniz. Tanrı'yı pazarda satın alamazsınız. Bunu anlamalısınız. Ve bir kişi, tüm bu şeyleri yaparak egonuzu tatmin etmeye çalıştığında, bunun ... olduğunu, bunun adharmik bir eylem olduğunu bilmek zorundasınız. İnsan Tanrı'nın her şeyin üstünde olduğunu anlamak zorundadır. Sizi oraya götürebilecek olan O'nun Lütfudur, siz Tanrı için hiçbir şey yapamazsınız. Lütfunu sizin üzerinize dökmesi gereken O'dur. Tohum filizlenmek istediğinde kendisi ne yapabilir ki? Hiçbir şey. Ama orada olmak ve bahçıvanın Lütfunu, sevgisini o tohumun üzerine dökmesi ve tohumun kendiliğinden filizlenmesi. İşte 'sahaja' budur. Bu, filizlenmesi gereken tohum gibi, bu bunun sizinle birlikte doğduğu anlamına gelir ama pek çok yoldan gelen o korkunç yıkıcı güçlere karşı çok dikkatli olmalısınız.
Size 16 rakshasanın doğduğunu söyleyebilirim. Mahishasura orada, Narakasura orada, Ruktasura orada. Doğmuş olan 6 rakshasi (dişi rakshasa) var. Ve onların neler yaptığı hakkında sizin hiçbir fikriniz yok. Onlar sizi, kendilerinin Tanrısal insanlar olduklarına ikna etmek için her tür hileyi yapacaklardır ama sizler sadece Yüce olanı, Markandeya gibi, Shankaracharya gibi pek çok bilge tarafından tarif edilen en son olanı istemelisiniz. O kadar şanslıyız ki, bize "En yüce olan budur, siz gerçeği isteyin ve ucuz bir şey istemeyin" diyen böylesine büyük insanlara sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Tanrı'yı ucuzlatamazsınız. O'nu kendi küçük kaplarınız içinde şekillendirmeye çalışmayın. Size söylediğim gibi, bu çakranın üzerinde, Kalp Çakrasının sağ tarafında Shri Rama ve Sita, Deityleri yer alır. Şimdi, onlar yan tarafa yerleştirilmiştir çünkü Shri Rama’ya, Vishnu olarak kendi gücü unutturulmuştur. O, her yönden bir insan oldu. Her yönden bir insan olmak zorundaydı. Ve bu yüzden de öyle bir şekilde davrandı ki, bize maryada purushottama'yı (mükemmel insan) gösterdi. O doğru taraftadır. O filozofların size anlattığı ideal kraldır. O tüm Raja Karan'ı (akıllı, yetenekli kral) uygulayan kişidir. O bize, bu dünya üzerinde bulunan ve yönetimin daha üst kademelerinde bulunan bir kişinin de izlemesi gereken evrim aşamasının yolunu gösteren kişidir. Ve O, maryada purushottama'dır, sağ tarafta olan Rama ve siz O'nun gücünün Sita olduğunu biliyorsunuz. O, tekrar tekrar doğan Adi Shakti'dir. Vishuddhi Çakra üzerinde Shri Krishna'nın büyük Tanrısı durur. O, Virata'yı, Akbar'ı (en büyük, çok yüce), Allah hu Akbar'ı temsil eder. O burada temsil edilir ve bu Shri Krishna'nın parmağıdır. Shri Krishna tezahür etti ve Arjuna'ya, kendi Virata Swarupa'sını (kozmik formunu) gösterdi ama Arjuna korktu.
Düşünün, o zaman Arjuna'nın tüm bunları görmesinin mümkün değildi, o korktu. Şimdi Kali Yuga'da, sizin Virata'yı görmenizin zamanı geldi. Eğer aydınlanmanızı Sahaja Yoga sayesinde elde ederseniz, siz bunu yapabilirsiniz. Eğer farkındalığınızı Virata'yı görebileceğiniz dereceye yükseltirseniz, bunu görebilirsiniz. Shri Krishna hakkında fazla bir şey söylememe gerek yok, hepiniz O'nu biliyorsunuz ama O'nun yaşamının özü, O'nun öğretilerinin özü, her şeyin devam eden bir oyun olduğu şeklinde, basit bir şeydi. Tamamlandığınızda, sampurna (tam, her şey) olduğunuzda, ancak o zaman sadece bir sakshi (şahit) olduğunuzu hissedersiniz. Sakshi olduğunuzda her şeyi izliyorsunuzdur. İşte bu noktada, içinizdeki tam bir vairagya (bağımsız olma, tutkusuz olma) hali ve dışınızdaki sevginin bir olması (durumu) karşılaşırsınız. Dışarıdaki sevgi olan içinizdeki vairagya akar. Aslında bu o kadar harika bir şeydir ki, anlatılamaz. Örneğin, bugünkü puja Beni vibrasyonlarla doldurdu. Çakralarımdan o kadar çok vibrasyon akmaya başladı ki ne yapacağımı bilemedim ve sonra, onlar dışarı akmaya başladılar. İşte bu yüzden dün, Sahaja Yoga'nın vibrasyonların size nasıl kapitalisti olacağınızı öğrettiğini söyledim ve onlar dışarıya aktıkları zamanda, siz bunun komünist olduğunu bilirsiniz çünkü bu durumda elinizden başka bir şey gelmez. Onlar bir kez içinize girdiklerinde, siz vermek istersiniz, sahip olduklarınızla başkalarını beslemelisiniz çünkü elde ettiğiniz bu kapitali (sermaye) taşımaya devam edemezsiniz. Gördüğünüz gibi, bu o kadar kendiliğinden ve otomatiktir ki, onu serbest bırakmak gereklidir. Örneğin, eğer Benim böyle bir sorunum olursa, Sahaja Yogilerimle bir araya gelmek zorundayım. Eğer onları bulamazsam, denize gider ve orada dururum ve vibrasyonlarımı denize, ağaca veya akasha’ya (ether) veririm çünkü vermek zorundayım çünkü onlar çalışıyorlar ve onlar (bir yere) geçmeliler, Sonsuzluğun içindeki bu sonlu varlık (buna) zorluyor.
Bu o kadar ilginç bir şeydir ki, "Anne babanızın ayaklarına (elinizle) bastırdığınızda/dokunduğunuzda, kutsamalar alırsınız" dediğimiz zaman, bu mutlak bir gerçektir çünkü anne babanızın ayaklarına bastırdığınızda, vibrasyonları hareket ettiren çakralar içimize gelirler ve onlar bizi rahatlatırken, biz de kendimizi rahatlamış hissederiz. Bu çakranın üzerinde çok ama çok önemli bir çakra olan, Agnya Çakra bulunur; bu çakra Sahastrara'nın kapısıdır. Agnya Çakra'da Mahavishnu ikamet eder. Markandeya Purana'da ya da Devi Bhagwat'ta, Mahavishnu hakkında okumuş olanlar, Benim neden bahsettiğimi anlayacaklardır ama O'nun ne zaman enkarne olduğunu ve kim olduğunu bilmiyoruz. O, Jesus Christ’tan başkası değildi. İsa Mesih, Kendisi Radha olan Meryem'in tek oğluydu. O, Mahalakshmi'ydi. Meryem olarak enkarne olan, Mahalakshmi idi ve İsa Mesih de, Mahavishnu'dan başkası değildi. Eğer Mahavishnu hakkında bilgi edinmek istiyorsanız Devi Bhagwat'ı okumalısınız. Orada bu tüm ayrıntılarıyla anlatılmıştır ama O'nun orada olup olmadığı, bunun bir gerçek olup olmadığı görülebilir çünkü eğer birinin Agnya Çakrası catch ederse, Jesus Christ ‘ın adını anmalıyız. O Omkar Swarup'tur, (Formu Omkar olan) bu yüzden siz Omkara ismini bile söyleyebilirsiniz ama Jesus Christ‘ın adını söylemelisiniz. Eğer O'nun adını anmazsanız, eğer O'nu kabul etmezseniz, Ben Agnya Çakranızı açamam. Üzgünüm ama durum böyle çünkü Hindular için bunu kabul etmek çok zordur ve Hıristiyanlar içinde, bunun diğer tarafını kabul etmek çok zor. Görüyorsunuz, siz kabul etseniz de etmeseniz de, bu bir gerçektir.
İnzivaya çekilmiş mizaçlarınız nedeniyle, sınırlı enerjileriniz nedeniyle, Tanrı ve din hakkındaki çok dar görüşünüz nedeniyle, böylesine geniş ve büyük olan bir gerçeği kabul edemezsiniz ama bu bir gerçektir ve görülmelidir. O, Agnya Çakra'da ikamet eder ve hem egonuzu hem de süperegonuzu kontrol eder. İçinizdeki varlıkları ortadan kaldırır ve darpanızı (gurur, cehalet), egonuzu öldürür. O sizin egonuzla da ilgilenir. Eğer aydınlanmış bir ruh olmayan, sadece anadhikar chestha (yetkisiz şekilde gösterilen bir çaba, hareket) yapan, eğer siz yetkisi olmayan birisinin önünde eğilirseniz, O size sorar, siz kulluk ediyor ya da boyun eğiyorsunuzdur; O kızar ve işte Agnya çakra bu şekilde kapanır. Agnya çakra insanoğlunun optik talamus’unun merkezindedir ve en önemli şeylerden birisidir ve o bir kez açıldığı zaman, aydınlanmanızı elde etmeniz çok daha kolay olur. Aranızda zaten aydınlanmış olan, Kundalini ile nasıl başa çıkacağını bilen, Kundalini'de ustalaşmış olan, buradakilerin en az %50’si kadar kişi var. Bu yüzden, size söylediklerim sadece bir tekrar ama yeni gelen pek çok kişi var, bu yüzden Ben onlara bunu anlatmalıyım. Sonuncusu en önemli olandır, burası Sahasrara'nın bulunduğu limbik bölgedir. Beynimizde 982 tane sinir vardır ve 8 sinir daha var, yani biz 1000 tane sinir olduğunu söyleyebiliriz. Bu doktorlarla bunu tartışmanın bir faydası yok çünkü onlar her zaman sizinle kavga edecekler ve size "Hayır, hayır, öyle değil. Hayır, böyle değil", diyeceklerdir ama asla gelip görmezler çünkü biz kanseri iyileştirdik, o kadar çok insanı iyileştirdik ki, onlar asla gelip bunu görmeyeceklerdir. Şu anda aydınlanmış olan ve Sahaja Yoga'nın kanserin iyileştirilebileceği tek yol olduğunu kabul eden pek çok doktorumuz var ama onlar yine de bunu kabul etmeyeceklerdir çünkü ego çok fazla.
Bunu nasıl kabul edecekler çünkü onlar, işte buna bel bağlamış durumdalar? Ve şimdi kabul etmeliler, bir şeyin içine atlamalılar. İsa'yı kabul edecekler mi? Ganesha'yı mı kabul edecekler? Aman Tanrım, bu bilim adamlarının Shri Ganesha'yı kabul etmesi çok fazla çünkü İsa, Shri Ganesha'nın insan olarak enkarnasyonudur. O ebedi çocukluğun bedenlenmesidir. Sahasrara'da, yedi peeta (oturma yeri) olarak adlandırdığımız tüm bu çakraların bütünleşmesi söz konusudur. Bunlar oraya yerleştirilmiştir ve Sahasrara'daki bu bütünleşme nedeniyle kişi Sahasrara üzerinde çalışma z yapmalıdır. Şimdi Sahasrara’nın açılması ne zaman oldu, 1970 yılında, Sahasrara'daki tüm bu 7 çakrayı kişinin nasıl idare edebileceğimi gördüğüm zaman gerçekleşti. Burada, bu 7 çakranın tüm permütasyonları ve kombinasyonlarının Sahasrara'da çalışılabileceği bir şekilde, bu yedi çakrayı koordine eden, onlarla işbirliği yapan Shri Bhagvati (Kutsal Tanrıça) bulunur. Tanrıça bunun üzerinde bir kez çalıştığında, O size aydınlanma da verebilir ve işte bizler bu şekilde 7 çakraya sahibiz. Bunun üzerinde ise, kişinin yükselmesi gereken 3 soyut form daha vardır. Bunun üzerinde beyin olan trikona (üçgen), onun üzerinde de, onların deyimiyle ardha matra (Öz'ün gerçek, mutlak doğasının idrak edildiği dördüncü hal, 'ölçüsüz', kelime anlamı yarım ölçü), sonra bindu (nokta- tekliğin çokluk olduğu, yaratılışın vuku bulduğu nokta) ve sonra da varthuna (artan, çoğalan, büyüyen) yer alır. Ama mesele şu ki, bahsettiğim tüm bu şeyler, siz kendiniz bir şey elde etmediğiniz sürece sizin için hiçbir şey ifade etmemelidir çünkü bunların hepsini siz kitaplarda okuyabilirsiniz. Ben size kitap vermek için burada değilim ve biliyorsunuz ki şu ana kadar kitap yazmadım ve sözüm ona yazdığım bir kitabı da, gerçekten tamamlayıp tamamlayamayacağımı bilmiyorum. Çünkü bir kez kitabı yazdığınızda, insanlar bunun içine o kadar çok girmeye başlıyorlar ki gerçeği sormuyorlar. Yani gerçeği önce siz kendiniz görürsünüz.
Şimdi dünyanın her yerinde, Kundalini'nin yükselişini görmüş, Kundalini'de ustalaşmış, neler olduğunu bilen Sahaja Yogiler var çünkü aydınlanma aldıktan sonra, onu parmaklarınızda hissetmeye başlarsınız. Chaitanya Lahari'nin (Kutsal Ruhun Serin Esintisi) size geldiğini hissedersiniz ama sadece bu değil, sadece Chaitanya Lahari'nin gelmeye başlaması değildir, aynı zamanda her yeri kaplayan güçle, Tanrı ile iletişim kurulur ve parmaklarınızda bir diğer kişinin sorununun ne olduğunu siz hissetmeye başlarsınız. Örneğin, elinizi bir kişiye doğru uzatırsanız ve burada bir yanma hissederseniz, bunun Agnya Çakra olduğunu bilirsiniz. Şimdi acemi olan, yakın zamanda ilk kez gelen, elini koyan bir kişi için, bunun bu parmak olduğunu söyleyecektir. Bir çocuk bile bunu söyleyebilir. Doğuştan aydınlanmış bir ruh olan torunum sadece böyle söyleyebilir, bilirsiniz uzaktan Bana “nani yeh hai” der. Şimdi o, isimleri de biliyor! Yani, iletişim size sessizce verilir: bu sizi yakar, sizi huzursuz eder, bazen zonklama hissedersiniz, bazen bir şeylerin içeri aktığını hissedersiniz. İşte bu şekilde bilirsiniz. Bu öznel bir bilgidir, bunun için okula gitmenize gerek yoktur. Herkes yanma hissediyorsa bilir, yanma olanın bu parmak olduğunu görür ama Ben tüm bunların şifresini çözmek ve size söylemek için buradayım ve sonra siz bunu doğrularsınız, çetelesini tutar ve öyle olup olmadığını anlarsınız. Sadece diğer kişiyi hissetmekle kalmaz, bununla birlikte başka bir kişinin Kundalini'sini de yükseltebilirsiniz. Kundalini'yi yükselterek fiziksel, duygusal ve zihinsel sorunları ortadan kaldırabilirsiniz. Onlara aydınlanma vererek, ruhsal sorunlarını ortadan kaldırabilirsiniz ve bu şekilde onlar da, iletişimin olduğu Tanrı'nın Krallığına girerler.
Part 2
Sunucu Herhangi biriniz soru sormak ve kimi fikirlerini açıklığa kavuşturmak isterse,
(Shri Mataji cevap vermeye hazırlandı)
Arayan: Shri Mataji, lütfen bana .... olması gereken ......mantranın ...... söyleyin, [Duyulamıyor].
Shri Mataji: Dikkatinizin özgür olması gerekir. Aydınlanmanız sırasında, Kundalini uyandığı zaman, tüm dikkatiniz içinizden çekilir ve Kundalini yükselirken, onu başınızın üzerine alır ve dikkati Sahasrara'nın dışına getirir. Bu yüzden, o sırada yapılacak en iyi şey, kendinizi serbest bırakmaktır. Sadece oturun, herhangi bir çaba sarf etmek yerine, sadece neler olduğunu izleyin. Bu, çaba göstermeyi gerektirmez ve size, en iyi şekilde yardımcı olur. Yani, hiçbir mantra zikredilmemelidir. Aydınlanmadan sonra hangi mantranın nerede söyleneceğini siz bilmek zorundasınız. Bu konuda büyük bir bilim vardır. Yani tantranın tamamı, sizin 'Kundalini' dediğiniz şey oradadır ama sizin onu nasıl kullanacağınızı, hangi mantranın söyleneceğini, neyin söyleneceğini ve hangi çakrada neyin eksik olduğunu bilmeniz ve bu konuda ustalaşmanız gerekir. Ve burada, Delhi'de de bu konuda ustalaşmış pek çok kişi var. Yani, bu zor değildir. Herkes bunda ustalaşabilir. Zor bir şey değil. Pradnya gibi küçük bir kız bile Kundalini üzerinde ustalaştı. O bunu yapabilir, öyleyse siz neden yapamayasınız. Yani, sizin sadece hangilerinin kusurlu olan çakralar olduğunu bulmanız gerekir ve bunu tedavi de edebilirsiniz. Henüz Aydınlanma almamış olanlar, şüphesiz siz aydınlanmanızı alacaksınız, bu yüzden gidip, Pandara Yolu D288 adresindeki o insanlarla buluşacaksınız, oraya gideceksiniz ve onlar size gelecekte ne yapmanız gerektiği konusunda rehberlik edecekler. Ve bunun derinliklerine inin, kendinizi oturtun ve bir Kundalini ustası olun. Tüm bunlar guhya guhya taram, (Gita’dan: en büyük/en gizli – sır), Ben onlara söyledim. Ve siz bununla ilgili tüm bilgiyi alacaksınız.
Arayan: [Duyulmuyor].
Shri Mataji: Bu çok güzel bir soru. Bu adam Evrensel bilincin neden, bu durum tümüyle kasıtlı olarak böyledir, bunun insanoğlunda neden uyur durumda tutulduğunu soruyor. Şimdi evrimin büyümesi sırasında, siz küçük bir amipten, insan aşamasına gelirsiniz. İnsan aşaması sırasında bir eklemlenme gerçekleşir. Bunun anlamı, bu yumurtanın kabuğunun gelişmesi gibi bir şeydir. Kabuk, yumurtanın gelişmesi için, geliştirilmiştir. Sizler sınırlı hale getirildiniz. İçinizde olan ego ve süperegonun büyümesiyle, Brahmarandhra'nız kapanır, "talu’nuz” (bıngıldak kemiği) kapanır ve siz kendi başınıza kalırsınız. Size anlayacağınız bir benzetme yapacağım. Örneğin, eğer Benim bu mikrofonu kullanmam gerekiyorsa, öncelikle bu şey bir yerlerde geliştirildi, ana şebekeden uzakta bir yerde, sonra o getirilir ve şebekeye bağlanır. Aynı şekilde insan da, şebekeden koparıldı. Ona "Ben-lik" verildi ve bunun içinden kendi enstrümanını, farkındalığını geliştirmesi için; bu öyledir ki, insan şebekeyi aldığında, o bununla iletişime geçebilir, o bunu anlayabilir ve bu gelişim için, bir artikülasyon/eklemleme yapılmıştı. Tıpkı bir yumurtanın korunması ve büyümesi için, bir kabuk içinde olacak şekilde yapılması ve sonra civciv, o kabuğun içinde hazır olduğu zaman, bu kabuğun anne tarafından kırılması gibi; burada da bu, tıpkı Benim sizin Brahmarandhra'nızı kırmam gibi, bu aynı şeydir.
Arayıcı: Atma-dhyan fikri nedir? (Ruh üzerine meditasyon yapma eylemi)
Shri Mataji: Şimdi Atmadhyan fikri, eğer bu kitaplardan okunursa, sizin bunu anlamanızı sağlamak oldukça zordur ama Kundalini'nin yükselmesiyle ne olur? Her şeyden önce, siz o sonsuz şeyin içine girersiniz, insanlar, bazı insanlar dik bir şekilde yükselirler, onların çok güçlü bir jet gibi hızlandıklarını söyleyebiliriz ama bazıları çok yavaş yükselirler ve o zaman, biz onların yükseldikleri aşamaları görebiliriz. Olan ilk şey, sizin düşüncesiz hale gelmenizdir ama siz farkındasınızdır. Gerçekleşen ilk aşama, düşüncesiz farkındalıktır. Düşüncesiz farkındalık, sizin düşünceleri izlemeye başladığınız anlamına gelir. Buda, sizin kendinizden ayrıldığınız anlamına gelir. Bu sanki şöyledir, sizin suyun içindeydiniz, şimdi tekneye atladınız ve suyu gördünüz, bu şekilde de siz (sudan) ayrıldınız. Kademeli bir yükselişe sahip olanlarda olan şey budur. Düşüncesiz farkındalık içinde olursunuz, biz buna Hatha Yoga'da, asampragnyat samadhi diyoruz. (Çaba göstermeden ulaşılan yüksek farkındalık) Elbette ki, bizdeki bu düşüncesiz farkındalık, onlara kıyasla çok daha yüksek bir aşamadır. Ama siz düşüncesiz farkındalık içinde olursunuz ve vibrasyonlar elinizden akmaya başlar, bu sayede siz bir şeylerin aktığını bilirsiniz. Benden, serin bir esinti almaya başlarsınız, diğer Sahaja Yogilerden serin bir esinti almaya başlarsınız ve siz bunu başkalarına verdiğiniz zaman, bunun aktığını görürsünüz. Gerçekleşen ilk şeyin bu olduğunu söyleyebiliriz. Bu sizin, başka bir şahsiyetin kolektif bilincine vardığınız anlamına gelir. Gerçekleşen ilk şey budur. İçine atladığınız ikinci aşama ise, Nirvikalpa'dır, yani bu aşamada siz şüphe duymaz bir hale gelirsiniz. O zaman Bana soru sormazsınız. Burada zaten böyle olan bazı insanlar var. Yani onların soruları yoktur, onlar bunu hissettiler, bunu bildiler. Bunu farklı bir şekilde söyleyeyim, diyelim ki Ben size bin rupi veriyorum.
Şimdi, eğer siz bu parayı harcamazsanız, bunun değerinin ne kadar olduğunu nasıl bileceksiniz? Diyeceksiniz ki, "Ne verdin, bin mi? Orada ne verdin? Bize sadece vibrasyonları verin." Ama bunu bir kez kullanmaya başladığınızda, o zaman sahip olduğunuz muazzam güçleri göreceksiniz. Ve bu sözde güçler, yani sizin bunlar sadece sıradan vibrasyonlar dediğiniz şeyler için, bazı insanlar böyle düşünürler, bu o kadar kolay elde edilebilir ki, o kadar Sahaja olur ki, siz bunun değerini anlamazsınız ama bir kez kullanmaya başladığınızda, o zaman sahip olduğunuz muazzam şeyi görürsünüz. Bu size mutluluk ve neşe verir. Şüphesiz farkındalık aşamasına gelirsiniz. Üçüncüsü, tam aydınlanma gerçekleştiği zaman olur diyebilirim. Şimdi, düşüncesiz farkındalıkta, şimdi şöyle diyebileceğiniz şekilde, şimdi burada bir yargıcın oturduğunu varsayalım, o zaman bu kişi bir yargıçtır, onun belli güçleri vardır. Aynı şekilde, şüphesiz, düşüncesiz farkındalığa yükseldiğinizde, siz insanlara uyanış verebileceğiniz belirli güçlere sahip olursunuz. Sadece elinizi hareket ettirin ve insanların Kundalini'si hareket edecektir. Şaşırtıcıdır ama Kundalini hareket eder. Elinizi hareket ettirebilir ve Kundalini'yi hissedebilirsiniz, diğer kişilerin Kundalini'sini de hissedebilirsiniz, başka bir kişinin çakralarını hissedebilirsiniz. Bu olur; bu sadece düşüncesiz farkındalık içinde olur ama şüphesiz farkındalıkla sizler onlara farkındalık vermeye başlarsınız. Kesinlikle, aynen böyle yapabilirsiniz. Ve daha yüksek aydınlanma ile ne olur? Siz sadece bir sakshi [şahit] olursunuz. Hiçbir sorun olmaz. Asla hiçbir şeyden dolayı catch etmezsiniz. Görüyorsunuz, normalde bir kişi size geldiğinde ne olur, elinizi o kişi için uzatır ve onu hissedersiniz, "Oh! iğrenç, bu adam yanıyor."
Bundan hoşlanmazsınız çünkü o kişinin çakralarının, sizin parmaklarınızı yaktığını görürsünüz ve bunun yakıcı olduğunu bilirsiniz. Sonra, bazen siz de catch edersiniz, buna dahil olursunuz ama daha sonra, tamamen aydınlandığınız zaman, bir Nirlepa (lekesiz, tertemiz) olursunuz. Bu tür şeylerden dolayı catch etmezsiniz ve tam bir Vairag (arzu ve tutkulardan arınmış) olduğunuz, sadece aktığınız, sakshi konumuna geçtiğiniz aleme yükselirsiniz. Ancak bu üç aşamadan sonra, sizin doğayı tamamen kontrol etmeye başladığınız, Tanrı aydınlanması aşaması gelir. Elbette bazı insanlar Hatha Yoga yoluyla, belli bir doğayı kontrol etmeye çalışırlar ama bu sadece onlarda baş aşağı bir şekildedir. Biz ise bunda, yukarıdan başlayıp aşağıya doğru iniyoruz. Her şeyden önce, biz Tanrısal konuma gidelim ve bundan sonra aşağı inelim. Sonra ... bunun içinde (kendimizi) oturtalım...., biz doğayı kontrol ederiz. Bakın eğer siz yağmuru kontrol edebiliyorsanız, güneşi de kontrol edebilirsiniz. Bütün bunlar yapılabilir ama siz bu şeylere olan ilginizi kaybettiğinizi görürsünüz ama otomatik olarak bunu yapabilirsiniz. Örneğin, çok evrimleşmiş bir ruh olan ve bunu binlerce yıllık tapasya (çile) ile elde etmiş olan bir Maharaj'ı görmeye gittiğim sırada, siz söyleyin, o orada oturuyordu ve yağmur yağıyordu, yağmur yağıyordu ve o Benim ıslanmamı istemiyordu ve bu yüzden de yağmuru kontrol etmeye çalışıyordu. Onun yağmuru kontrol edebildiğini biliyorum ama yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Ne yapacağını bilemiyordu ve kendine çok kızıyordu. Yukarı çıktığım zaman, " egomu öldürmemi mi istediniz ve bu yüzden mi, yağmurun durmasına izin vermediniz?" dedi. "Hayır, öyle değil. Görüyorsun, Ben bir anneyim", dedim. Ona çok tatlı bir şekilde, "Benim için bir sari aldığını biliyorum ve eğer sırılsıklam olmasaydım, Bana sariyi vermeyecektin. Yağmurun yağmasını sadece bu yüzden istedim", dedim.
İşte bu şekilde, "yağmuru ben kontrol ediyorum" diyen küçük egonun düştüğünü görürsünüz, yani bu otomatik olarak gerçekleşen bir şeydir. Siz bunu yapmak istemezsiniz ama kendiliğinden olur. Bu tür şeyler için canınızı sıkmak istemezsiniz ama bu olur. Her nerede olursanız olun, bu sadece olur. Bu, sizin Tanrı aydınlanmasına yükselmeye başladığınız konumdur. Tanrı aydınlanmasında olduğunuz zaman, ister burada oturuyor olun ister herhangi bir yerde, siz bir şeyleri görebilirsiniz, insanları etkileyebilirsiniz, onlara yardım edebilirsiniz. Herhangi bir yerde oturarak pek çok şey yapabilirsiniz. Himalayalar'da oturabilirsiniz. Himalayalar'da oturan ve size yardım eden böyle insanlar var. Yani, onlar bunu yapabilirler ve onlar “bir”dir. Örneğin, size bahsettiğim bu beyefendi, ki kendisi çok büyük bir azizdir, Benim zamanımda o, Benim doğumum sırasında olan her şeyi gördü. Benim binlerce yıllık geçmiş yaşamlarımı biliyor. Beni çok daha iyi tanıyor. Amarnath'tan Beni görmeye gelen üç yüz yaşında bir başka kişi daha var. O da aynı türden ve o da tüm bu şeyleri söyledi ama görüyorsunuz, onların tarzı farklı ve sizin tarzınız farklı. Sizler, Ganesha gibisiniz, onlar değiller. Onlar hala catch ediyorlar. Siz bilmezsiniz. İşte bu yüzden o üç yüz yaşındaki adamın vücudunda bazı yaralar vardı. Dedim ki, "Ne yaptın Nagnath Baba? Buna nasıl yakalandın?" "Bir adamdan kaptım, korkunç bir adam bana dokundu." dedi. "Bunu almışsın, tamam. Bunu senin için (içinden) çıkaracağım." dedim. Sonra "Peki ya sana ne olacak?" dedi. "Bana bir şey olmaz. Ben bunu almam, Ben bir anneyim. Bir anne bunu almaz. Anne asla çocukları yüzünden catch etmez", dedim. Aynı şekilde sizler de catch etmezsiniz. Burada kanseri tedavi etmiş bazı insanlar var. Onlar hiç kimseden catch etmezler. Gördüğünüz gibi, siz çok daha fazla güce sahipsiniz çünkü sizler sade olan, Shri Ganesha gibi insanlarsınız çünkü Shri Ganesha, O var olan tüm Deitylerden çok daha büyük bir güce sahiptir. Çünkü O çok sadedir, kendisini Anne'ye öyle adamıştır ki.
Arayan: [Duyulamıyor].
Shri Mataji: Biz bu dünyada yaşıyoruz çünkü Tanrı'nın elinde bir enstrüman olmalıyız. O bizi kullanmak istiyor. Onun elinde iyi bir enstrüman olmamız gerektiğini görüyorsunuz. Örneğin, bir sanatçının bir fırçası var. Fırça neden orada? Sanatçı, fırçayı kullansın diye. Şimdi size bununla ilgili çok tatlı bir hikaye anlatacağım. Bir keresinde Radhaji, Shri Krishna'nın dudaklarında tuttuğu murli'yi (flüt) çok kıskanmış. Bu yüzden ona, "senin özelliğin nedir?" diye sordu. Murli'ye "Senin özelliğin nedir ki, her zaman efendimin dudaklarının yanındasın?" diye sordu. O da şöyle dedi: "Benim özelliğim, özel olmamamdır. Ben içi boş bir kişi oldum. Melodi benim içimden geçiyor. O, beni sadece bir enstrüman olarak kullanıyor ve 'Sen köle olmuşsun' dedikleri zaman, insanlara gülüyorum. 'Ben sadece bir sakshi gibi, bir tanık gibi izliyorum' diyorum. Ve eğer arada bir yerde, ben ayakta durursam, o zaman melodisi bozulacaktır' diyorum." Amaç budur ve eğer siz bu amaca ulaşamazsanız, o zaman tüm bu kayıtsızlık devreye girer, bu sorunlar devreye girer, kaba bir şekilde söyleyebiliriz ki, o zaman parasempatik sisteminize yük biner. Parasempatik sisteminize yük bindiğinde, o zaman düşünmeye başlarsınız, "Ne yapacağız? Şimdi nereye atlayacağız?" Tüm bu benzin, bu bedende tükenir ama bir kez ana şebekeye açıldığınız zaman, o size akmaya başlar. Ve siz kesinlikle rahatlarsınız.
Arayan: [Duyulmuyor].
Shri Mataji: Eğer hazırsanız, bu sadece bir saniye sürer. Her sıradan insan için bu gerçekten bir saniye sürer. O zaman bu yükselir, yükselmesi bir saniye sürer ama ne olur, bu Kundalini sizin Annenizdir. Diyelim ki anneniz sizi görmeye geliyor ve siz hastasınız. Her şeyden önce onun yapacağı şey, hastalığınızın geçtiğini görmek olacaktır. Sonra sizin zihinsel olarak üzgün olduğunuzu görür. Yani, zihinsel sorunlarınızla ilgilenir. Sonra sizin ruhsal açıdan yanlış bir konumda olduğunuzu görür. Bunun üzerine sizi düzeltir. Ve nihayetinde sizi kutsar. Dolayısıyla, eğer bir kimse ölçülü, empati sahibi ve iyi bir sağlığa sahipse, normal bir sağlığı varsa, normal bir evlilik hayatı yaşıyorsa, en uygun kişi odur. Ve onu bu şekilde bir anda alanlar var ama kimi insanlar oldukça hastadır, onların bazı sorunları vardır çünkü hayatın çeşitli çileleri içinden geçmişlerdir. Sıkıntı çekmişlerdir, hatta işkence görmüşlerdir, bazı zihinsel sorunları vardır. Anne onları yatıştırmalıdır. Yani eğer varsa, görüyorsunuz, şunu söyleyemezsiniz, bu tohum filizleneceği zaman, filizlenecektir. Çiçeklerin, şu gün ortaya çıkacağını siz söyleyebilir misiniz? Bütün meyvelerin şu gün oluşacağını söyleyebilir misiniz? Hayır, söyleyemezsiniz! Yaşayan şeyler için zaman yoktur. Bu kendi kendine çalışır. Bu yaşayan bir süreçtir, bu yüzden kendi kendine çalışır. Bu organizma için çalışır, bu sizsiniz ve sonra o kendi kendisini tıklar. İşte Sahaja budur.
Arayan: [Duyulmuyor, aydınlanma istiyor].
Shri Mataji: Aydınlanma mı? Evet! Neden olmasın, neden olmasın? Ben sadece bunun için buradayım. (Hintçe.)
Arayan: [Duyulmuyor].
Shri Mataji: Doğru, aydınlanma almamış olan herkes için, soru bu olmalıdır, gördüğünüz gibi, bu kadar çok sefaletin ortasında. Şimdi bu adam iki soru sordu. Görüyorsunuz, iki soruyu birbirine bağladı. İlki sefaletle ilgili, ikincisi ise aşırı nüfusla ilgili. Bu yüzden önce sefaletle ilgili olan ilk soruyu yanıtlayacağım. Şimdi siz sefalet olduğunu söylüyorsunuz. Ben sefalet olduğunu kabul ediyorum ve sefalet insanların kendileri yüzünden var çünkü onlar kendi içlerinde Tanrıya sahip değiller. Eğer Tanrısal olana sahip olsalardı, onlar hükmetmezlerdi, onlar hükmedilmeye katlanmazlardı, onlar farklı insanlar olurlardı ama tek bir şey söyleyebiliriz, Aydınlandığınız zaman insanların sefaletini nasıl azaltacaksınız? Bakın, size insanoğlunda yedi çakra olduğunu söylemiştim. Onlar uyandığı zaman ne olur? Bir bakalım. Her şeyden önce, fiziksel sorunlarınız çözülür, sağlığınız iyileşir, çok sağlıklı bir hayat sürersiniz. Şaşıracaksınız ve Sahaja Yoga'da hiç kimse 70 yaşından önce ölmez. O kişi en başta çok, çok sağlıklı bir yaşam sürer. Fiziksel yaşamın ilk sefaleti sona ermiştir. Sadece fiziksel olarak iyi bir yaşam sürmekle kalmaz, aynı zamanda başkalarının da fiziksel olarak iyi olmasını sağlar.
Onlardan tek bir pai [paisa/rupi] almadan onları fiziksel olarak zinde hale getirir. O kişiden akan vibrasyonlarla onları iyileştirir ve diğer kişi de iyileşir. Şimdi size söylediğim gibi, burada pek çok insanı tedavi eden, tek bir pai bile almadan pek çok insanı iyileştiren insanlar var çünkü bu sevgi akıyor ve bu da sizin kendinizsiniz! Yani, fiziksel sorun çözüldü. O zaman ikinci sorun, sizin duygusal sorununuzdur. Kişi duygusal olarak acı çeker. Duygusal olarak rahatsız olurlar, bazen sahiplenmeler olur. Onlar, onların bilinçaltı zihinlerinden buna girerler ve duygusal yönden sorunlar vardır. Şimdi, aydınlanmadan sonra, insanlar duygusal olarak bu şeylere dahil olmadıkları, kendilerini bu konuda rahatsız hissetmedikleri ama bu şeyleri de gördükleri için, bu anlamda, onlar sakshi olurlar. Size çok somut bir örnek vereceğim. Bir torunum oldu, ailemde doğan ilk torun. Bu çocuk doğduğunda kalbinde sürekli bir pıhtı vardı ve bu pıhtılaşma tedavi edilemiyordu çünkü bu temel bir sorun ve Ben bunu, çocuk doğduğu gün biliyordum ama sustum ve 5. gün doktora "Onu röntgene götürmeli ve ne olduğunu görmelisiniz", dedim. Doktor şaşırdı. "Neden böyle düşünüyorsunuz? Bu kadar küçük bir çocuk röntgene maruz kalmamalı" dedi. Ben, "sen onu al." dedim. Ben bebeği gizlice aldım ve doktora gösterdim. Kalbinde büyüme olduğunu tespit ettiler. Şimdi, eve geldiğim zaman kızıma söylemedim, Delhi'den gelecek olan kocama da söylemedim. Kocam geri döndüğünde, çok büyük bir giriş konuşması yaparak ona söyledim. Hemen baygınlık geçirdi. O çok sağlıklı bir adamdır ve duygusal olarak onun çok hassas, çok dengeli bir insan olması gerekir ama takatsiz kaldı.
Bunu çocuğun babasına söyledik, bayıldı. Kızım baygınlık geçirdi. Dayanamadılar. Çocuğu hastaneye götürdüm. Hastaneye yatırdım çünkü doktor başka testler yapmaları gerektiğini söyledi ve sonra çocuğu Amerika'ya götürmek zorunda kaldık ve Ben, çocuğun öleceğini biliyordum ama "tamam" dedim. Eğer onlar çocuğun alınması gerektiğini düşünüyorlarsa, ben aldım. Hiçbiri alamadı. Çocuğu alamadılar. Oraya onu Ben götürdüm. Bu sözde sefil insanlar aslında her şeyi abartıyorlar. Bu şekilde herkesin hayatını mahvediyorlar ve kendilerini de sefil hale getiriyorlar. Sefaletimizden bahsederken kullandığımız yöntemler aslında çok abartılı. Konuştukları şekliyle gerçekten o kadar sefil olup olmadıklarını bilmiyorum. Ve onlar bu konuda hiçbir şey yapamazlar çünkü siz, kendiniz sorundan ayrılmadığınız sürece, onu nasıl çözeceksiniz? Görüyorsunuz, siz kendiniz ayrılmak zorundasınız. Doktor olmadığınız sürece ameliyat yapamazsınız. Diyelim ki siz hastasınız, kendi kendinizi nasıl ameliyat edeceksiniz? Yani, içinizdeki doktor ayrılmak zorundadır. Sahaja Yoga'nın yaptığı şey budur. Çünkü siz hastasınız ve doktor da sizsiniz, bu yüzden her şey daha abartılıdır. Eğer hasta olan bir doktor görürseniz, en kötü hasta o kişi olacaktır. Pratikte bunun böyle olduğunu gördüm. İşte bu yüzden mutsuz olanlar, onlar gerçekte olduklarından çok daha mutsuzdurlar çünkü bunu nasıl tedavi edeceklerini kendileri de bilmezler. Yani duygusal sorun bu şekilde çözülür. Şimdi, her zaman karşılaştığımız bir başka sorun da dharmamızla, onurumuzla ilgilidir. Nasıl onurlu oluruz, nasıl kendimiz oluruz? Bu ruhani bir sorundur ve bu da çözülmüştür.
Buna hiç şüphe yok çünkü o zaman içinizden akan Tanrısal olanı bulursunuz. Bunun dışında, bu dünyevi şeyler için, size Sahaja Yogi olan insanların başına gelen başka bir şey daha söylemeliyim, sizler gerçekten dinamik bir kişilik haline gelirsiniz. Yani, sizin Lakshmi'niz uyanır. Şimdi siz Lakshmi'nin ne olduğunu biliyorsunuz. Böyle olan bir kişi, dilenci olamaz. Olamaz! Bir Sahaja Yogi dilenci olamaz çünkü onun Lakshmi'si uyanmıştır. Ona bakılır. Bakın, size bakan Yüce Tanrı var! Bu Tanrı'ya karşı işlenen günahtır ki, bu yüzden eğer siz her zaman kendinizi bu kadar güvencesiz hissediyorsanız, sizi yaratan, size göz kulak olan, size her yerde göz kulak olacaktır. Ama siz başka şeylerin peşinden koşmak istersiniz. Kaçakçılık yapmak istiyorsunuz, her tür şeyi yapmak istiyorsunuz, birbirinizin boğazını kesmek istiyorsunuz ve sonra da mutlu olduğunuzu görmek istiyorsunuz, bunu yapamazsınız. O'na ve O'nun lütfuna güvenmek zorundasınız. Ve aydınlanmış olan kişi, o bir badshah gibidir, o bir kraldır. O her zaman kraldır. O rahatsız olmaz. Size kendimden bahsedebilirim. Asla para sıkıntısı ya da herhangi bir şeyin sıkıntısını hissetmem. Asla! Bana sorarsanız, Ben yerde bile uyuyabilirim. Belki çok zengin bir ailede doğdum ve kocam da oldukça zengin ama Bana sorarsanız, Ben her yerde yaşayabilirim. Günlerce aç kalabilirim. İnsanların sürekli yemekten, yemek yemekten bahsetmesi önemli değil. Ne kadar yiyorsunuz? O kadar çok yemeye gerek yoktur. Bu yüzden bazı insanlar fakir. Bazı insanlar ise o kadar çok yiyorlar ki, fakir olan bazı insanlar var ama dikkatiniz otomatik olarak yemekten ve her şeyden uzaklaşır. Sadece bunu alırsınız. Bunu alırsanız, iyi ve güzel, almazsınız da bu iyi ve güzel. Bu sabah kahvaltı yapmadığım için üzgünüm ve bütün bu şeyler. Kahvaltımı yapmadığımı bilmiyordum. Öğle yemeğimi bile yemedim. Ben... olmazdım.
Çünkü bu beden ihtiyacınız olmayan enerjiyle dolu. Aslında enerjinin hepinizi doldurması ilk kez oluyor. O zaman siz vibrasyonları verirsiniz. Rahuri'de [Maharashtra eyaleti], orada bir üniversite var, orada deney yaptılar. Üniversitede, tarım üniversitesinde, onlar ilk kez bu vibrasyonları denediler. Tüm bu buğdayların büyümesinin normalden 10 kat daha fazla olduğunu gördüler. Ondan çıkan meyvelerin çok güzel, çok lezzetli ve çok bereketli olduğunu gördüler. İneğe vibrasyonlu su verildiğinde, Hint ineğinin Avustralya ineği gibi süt vermeye başladığını gördüler ama size bir garanti çeki yazamam. Bu başka bir şey. Bu şekilde, sözde olan tüm bu sefalet ortadan kalkacaktır. Şimdi de aşırı nüfus sorunu. Bu çok ilginç. Size ne olduğunu söyleyeyim. Neden böyle aşırı bir nüfus var. Rakshasalar ve bhootlar için uygun olan bu atmosferi görüyorsunuz, bhootlara insan olarak dünyaya gelme şansı veriyor. Onlar için uygun olan bu atmosfer ortadan kalktığında, sadece azizler gelecektir ve onlar da çok fazla sayıda değiller. Ve onların çok fazla şeye de ihtiyaçları olmayacaktır. Aziz olan bir kişinin çok fazla şeye ihtiyacı yoktur. Çok az şeyle o kadar tatmin olur, bir şey istemez. Görüyorsunuz, o bir badshahtır. Bizi “bihari’ler” haline getiren (az gelişmiş bir Kuzey Hindistan halkı) sadece, kendi zihinsel tutumumuzdur. Yoksa, biz böyle değiliz. Bizler çok zengin insanlarız. Başka ne olabilir ki?
Arayan: [Duyulmuyor].
Shri Mataji: Şimdi şunu söyleyebilirim, gerçekten aç olanlar nihai olanı isteyecekler ama aç olmayanlar ise, Bana sorular soracaklardır. Dediğim gibi, Ben sizin için yemek pişirdim ve aç olanlar, "Anne bize verin. Şimdi, bu çok fazla. Şimdi, bu insanlar sadece zamanımızı boşa harcıyorlar. Biz çok açız", diyeceklerdir. Ve işte esas olan şey bu. Ve istemeniz gereken şey budur. İstemeniz ve almanız gereken gerçek şey budur.