Kundalini - Azizlerin Gücü her insanın içindedir.

Kundalini - Azizlerin Gücü her insanın içindedir. 1999-04-26

Location
Talk duration
63'
Category
Public Program
Spoken Language
English
Live Translation
Turkish

Current language: Turkish, list all talks in: Turkish

The post is also available in: English, Persian.

Public Program. Levent Kırca ve Oya Başar Tiyatrosu, Maçka, İstanbul (Türkiye), 26 Nisan 1999.

Gerçeği arayanların önünde eğiliyorum.

Sınırlı bir zamandayız, bu çok önemli. Şu anda, o kadar çok kargaşa, o kadar çok sorun, o kadar çok savaş var ki, her türlü sorgulama, değerler sistemimiz içinde gerçekleşti. Ve bu konuda kesinlikle şok olduk, çok sarsıldık. Sorun ne? Bu neden oluyor? Bunu bulmaya çalışmalıyız.

Ve eğer bir çözüm varsa, ona ulaşmaya çalışmalıyız. Sorunlar var çünkü insanlar kendilerini tanımıyorlar ya kendilerini çok fazla düşünüyorlar, çok fazla Egoları var ya da çok fazla şartlanmaları var.

Sıkıntılı olmadığını söyleyebileceğimiz hiçbir koşul yok, çünkü onlar tüm saçmalıkları körü körüne kabul ediyorlar. Şimdi sorunu görüyoruz, diyelim ki belli bir dinin içine doğduk ve sadece bize söylenen her şeyi takip edip, yapmaya başlıyoruz.

İnsanlara Kuran-ı Şerifi okuyup okumadıklarını soruyorum. Çok azı gerçekten okumuş ve tamamen, bazen bunun temsili olduğunu düşünüyorum. Bu, İslam'a ve Muhammed Sahibe de kötü bir şöhret getiriyor.

Bize göre, Muhammed Peygamber çok, ama çok büyük bir Ruhtu. Biz ona “Adi Guru” diyoruz, yani bu Dünya'da doğmuş olan ezeli üstatlardan birisi.

Şimdi, Onun gibi büyük bir ruh, kendisinin Tanrısal olduğunu söylemez. Ben buna inanamam ama sanırım O kendisinin Tanrısal olduğunu söylemedi. Belki de, eğer birisi onun Tanrısal olduğunu söylerse, o zaman insanlar bu Tanrısal şahsiyetin hayatına kast edebilecekleri içindir. Ve Ona ne kadar işkence ettiler, Ona ne kadar çok sıkıntılılar yaşattılar, sonsuz. Birisi kalkıp, böylesine Tanrısal bir kişi, neden acı çekti ki diyebilir, O acı çekmedi ama cahil insanlar yüzünden ıstırap çekmiştir, çünkü onlar kesinlikle kördüler. Onun nasıl harika bir insan olduğunu bilmiyorlardı. Böylesi büyük azizlerin hepsi acı çektiler. Azizler tüm dünyada acı çektiler çünkü insanlar aziz olmanın ne demek olduğunu bilmiyorlar.

Her şeyden önce onların kendilerini bilmeleri gerekir. Bir kez kendilerini tanıdıkları zaman, Muhammed Sahibin ne olduğunu da anlayacaklar. Onlar da Kuran'ı – Şerif’i (Kutsal, şerefli) bilecekler. Bu Kuran'da kesinlikle çok nettir ama insanlar bunu dinlemek istemezler, sizin de bunun için yapacağınız bir şey yoktur. İsa’da “kendinizi bilin” dedi. Bu kadar yüce olanların hepsi bize “kendimizi bilmemizi” söylemişlerdi.

Kendilerini tanımayanların, onlar hakkında konuşmaya, onları kınamaya veya onlar için korkunç şeyler söylemeye hakları yoktur. Siz kendinizi tanıdıktan sonra ancak, onların ne kadar harika olduklarını ve Kuran-ı Şerifin ne kadar önemli bir kitap olduğunu anlayacaksınız. Böylesine harika bir kitabı okuyanlar bile, her tür saçma sapan şeyi yapıyorlar. Onları kendi açgözlülükleri üzerinde hiçbir kontrolleri yoktur. Şehvetlerini kontrol edemezler, aynı zamanda çok acımasız da olabilirler. Bu nasıl olabilir? Kur'an-ı Şerif gibi harika bir kitabı okumuşsan, sen nasıl böyle biri olabilirsin? Çünkü tüm bu okunanlar kalbe gitmiyor. O Rahmetten (Tanrı’nın acıması, bağışlaması) bahsetti, Ona Rahim olan (Bağışlayan, merhamet eden) dedi. Rahmet nerede? Herhangi bir yerde onu görüyor musunuz? Tanrı adına hepsi birbirlerini öldürüyorlar. Yani gerçeğin, hakikatin, Tanrısallığın bu gün içinde olduğu durum budur. Şimdi, gerekli olan şey öncelikle sizin kendinizi tanımaktır. Bunu sağlamak üzere içinize, ister Hindu, ister Müslüman, ister Hristiyan, yada her ne olursanız olun, üçgen kemiğin (sakrum kemiği) içine, Kundalini denilen bu özel güç yerleştirilmiştir.

Onların her birinin bir kalplerinin olması gibi, içlerinde bu güce de sahipler. O halde biz farklı olduğumuzu nasıl söyleyebiliriz? Hepimiz insanız, buna şüphe yok, ancak (bir) azizin gücü her insanda vardır. Bu nedenle, bu dini yada şu dini takip etsek de veya bu ülkeye yada şu ülkeye mensup olsak da, hepimizin yükselebileceğini kabul etmeliyiz. Bu Kuran-ı Şerif de de yazılmıştır, bu sadece Benim sözlerim değildir, biz insanların aynı olduğumuz her yerde yazılmıştır. Eğer bu böyleyse, eğer durum buysa, neden hepimiz kendimizi tanımayalım ki? Bu modern zamanlarda kendinizi tanımak çok kolaydır, çünkü bu modern zamanlarda kendimizi bilmemiz gerektiği gerçeği saygı görmüştür. Eğer öyleyse, durum buysa, neden hepimiz kendimizi bilmeyelim ki?

Kendi özünüzün bilgisine sahip olmalısınız. Dışarıda olan her şey için bilginiz var ama peki ya kendi özünüz? Kendinizi bildiğiniz zaman, hepinizin daha üstün, tek bir büyük şahsiyetin parçası olduğunuza şaşıracaksınız.

“Allah hu Akbar” dediğimiz zaman, yaptığımız şey şudur, biz biriz, biz daha üstün olan tek bir şahsiyet içinde bir olduğumuzu söylüyoruz. Sadece “Allah hu Akbar” diye düşünerek, siz aydınlanma almadınız, büyük bir daha üstün olanın parçası olmuyorsunuz. Çağlar boyunca, yüzyıllar boyunca sadece bağırmaya devam ediyorsunuz, böyle yapmakla daha üstün olanın parçası olmayacaksınız. Bunun için, kendi benliğinizi bilmeli ve her yeri kaplayan Ruhun Gücüyle bağlantı kurmalısınız. Bazı Sufileriniz var, ama onlar aydınlanmış ruhlar oldukları için, onlara hiç kimse inanmadı.

Özellikle ülkenizde, Kendinizi bilmeniz gerektiğini size söylemeye gelen çok büyük insanlar vardı, ama kaybolduk, bu modern zamanlarda tamamen kaybolduk.

Neredeyiz? Ne için kavga ediyoruz? Hiçbir şey bilmediğimiz zaman, kendi anlamımızı bilmediğimiz zaman, nasıl bir kör dövüşü yapabiliriz? Bu nasıl mümkün olabilir? Hepinizin aydınlanmanızı almanız, kendi öz bilginize ulaşmanız, kendi Benliğinizi tanımanız çok mümkündür.

Eğer fanatik biri dahi olsanız, Beni dinleyin. Çünkü bu sizi kurtaracaktır, çocuklarınızı kurtaracaktır, herkesi kurtaracaktır, herkesi kurtarır, Türkiye’yi kurtarır ve tüm dünyayı kurtaracaktır.

Başkalarından edindiğiniz bu sınırlı fikirlerin üzerine yükselmelisiniz. Bu Ruhu deneyimlemek için içinizde bir hissiyatınız olmalı. Bu olmadan Muhammed Peygamber veya İslam hakkında hiçbir şey bilemezsiniz. İslam teslim olmaktır, bu saldırganlık demek değildir. Kime teslim olmak? Tanrı'ya, onun gücüne teslim olmaktır, sevginin gücü budur. Tanrı bizi sevdi ve bu yüzden bizi yarattı. Eğer biz bu sevgi gücüne sahip olmasaydık, eğer biz Onun sevgi gücüne sahip olmasaydık, hiç bir namazın yada hiç bir şeyin faydası olmazdı. Kıldığınız namaz, kendi Kundalininizin uyanışından başka bir şey değildir. Kendi öz bilginizden sonra, namaz kıldığınızda bile, bunun büyük bir anlamı olduğunu anlayacaksınız. Bu serin esintiyi bir kez hissetmeye başladıktan sonra, Onlar buna Kutsal Ruh dediler ya da siz buna Ruh da diyebilirsiniz, namaz kıldığınız zaman, bu esinti artmaya devam eder, siz daha ve daha da fazla yükselmeye devam edersiniz. Aksi takdirde dilediğiniz kadar namaz kılabilir, uyanabilir ama bunu yapamazsınız.

Ve bir tohum, filizlenmelidir, aksi takdirde büyüyemez. Aynı şekilde sizin Kundalininiz de bir tohumun baharda açması gibi uyanmalıdır. Bu filizlenme olmaksızın, yapay şekilde siz nasıl büyüyebilirsiniz? Öyleyse lütfen önce bu filizlenmenin gerçekleşmesine izin verin ve sonra da namaz kılın, akmakta olan ve vibrasyon dedikleri bu Chaitanya'nın muazzam bir şekilde nasıl arttığına şaşıracaksınız.

Sonrasında Kuran-ı Kerim okuduğunuzda da, bu vibrasyonlar muazzam bir şekilde artacaktır! Sizler çok hızlı büyüyeceksiniz. Tanrı adına yaptığınız her şeyde, siz bunların hepsinin gerçek olduğu deneyimine sahip olacaksınız, bunun içinde gerçek vardır.

Ama tohumun filizlenmesine izin vermelisiniz. Bu olmadan, sizde tıpkı herhangi bir diğer maddenin olduğu gibisiniz. Kadir-i Mutlak Tanrıya aldırmadan her türlü yanlış şeyi yapan, sahte dünyada suni bir şeyler yaşayan. Siz sadece kendi özünüzü bilmekle kalmayacak, aynı zamanda bu bilgiden elde ettiğiniz tüm güçleri de bileceksiniz.

Elde ettiğiniz ilk güç, inanılmaz derecede bir yaratıcılıktır. Türklerin yaratıcılıklarıyla tanınmaları gibi, onlar öyle güzel bir sanat ortaya çıkaracaklar ki, Global düzeyde bu, tüm dünyaya hitap edecektir. Şimdi, bunun doğası gereği siz son derece ahlaklı olursunuz. Bu konuda çok katı olmanıza gerek yok ama sadece çok ahlaklı biri olursunuz. "Bunu yapma, şunu yapma!" diye, her ne denilirse denilsin, size hiçbir şey söylenmeyecektir çünkü şimdi Ruhunuz aydınlandı ve ruhun bu ışığıyla, sizin için neyin iyi, neyin rahatsız edici olduğunu siz biliyorsunuz.

Şimdi, Muhammed alkol içmeyin dedi, biz size içki içmeyin demiyoruz, çünkü eğer Ben böyle bir şey söylersem, buradaki insanların yarısı çekip gider ama kendiniz için yapıcı olan bu bilgiyi edindikten sonra, kendiniz içki içmez, alkol almazsınız, uyuşturucu kullanmaz, sigara içmez, bedeninize zarar verecek hiçbir şey kullanmazsınız.

Çocuklarınıza “şunu yap şunu yap” demenize gerek yoktur, bu otomatik olarak gerçekleşir. Kendinizi yanlış bir şey yapmaktan alıkoymak için, hiçbir şey yapmanız gerekmeyecek şekilde bu denli güçlü olmanız çok şaşırtıcıdır. Sonra, neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda da çok duyarlı olur ve yanlış olanı kabul etmezsiniz. Bu aydınlanmış olan ayırt edicilik, sizin içinizdedir. Sonrada her şey için, yemek için, para için, bunun için -şunun için, tüm bu açgözlülük işi kontrol altına alınır. Her şeyden önce, çok, çok sevgi dolu bir insan olursunuz.

Sizin kendi sevginize inancınız var ve sevginizin başarılı olduğunu görürsünüz ve bunun nasıl işlediğine hayret edersiniz.

Şimdi sizin son yargılama dediğiniz bu zaman geldi. Şimdi, eğer siz dini doğru benimserseniz, eğer kendinize dair doğru anlayışı elde ederseniz, yani en yüksek değerde olan yükselişe karar verdiğinizi bilmelisiniz. Kendinizin son derece sevecen, müşfik, bağışlayıcı bir kişi olmasını deneyimleyeceksiniz ama bunu yaparak zayıf olmaz, aksine çok güçlü olursunuz. Tüm pozisyonlarına rağmen, Sufilerinizin nasıl kendi hakikat yolları üzerinde kaldıklarını görmediniz ama şimdi yalnız değilsiniz, yalnız değilsiniz. Tüm dünyada onlardan binlercesi var. Onlar sizin her yerde olan erkek ve kız kardeşleriniz. Sizinle nasıl ilgilendiklerine, sizin için nasıl da endişe ettiklerine şaşıracaksınız, her şeyi kaplayan bu güçle bir olduğunuz zaman, karşınızdaki diğer kişi kimdir ki?

Örneğin, eğer bu parmağa herhangi bir şey olursa, bütün vücut tepki verir. Aynı şekilde tüm Sahaja Yogilerde, dünyanın her yerinde kendisini tanımış olan bütün insanlar, hep birlikte tepki vereceklerdir ve onların iyi dilekleri İlahi Güç vasıtasıyla harekete geçecektir. Yavaş yavaş tüm bu yıkıcı tabiat ve insanların sahtelikleri de ortadan kalkar.

Farkındalığınızda da, kolektif bilinç olarak adlandırılan başka bir boyut geliştirirsiniz. Yani ne yaparsınız, siz parmak uçlarınızda başka bir kişiyi hissedebilirsiniz. Kendinizi de parmak uçlarınızda hissedebilirsiniz. Muhammed'in söylediği şey buydu, Kıyam zamanı elleriniz konuşacak ve size karşı şahadet edecektir. Size, sizde neyin yanlış olduğunu söyleyecekler, parmaklarınız size, sizde neyin yanlış olduğunu, bedeninizle, zihninizle söyleyecektir, parmak uçlarınızda her şeyi bilebilirsiniz.

Şimdi, eğer sizdeki bu kusurları nasıl düzelteceğinizi biliyorsanız, herhangi bir kişinin problemlerini de düzeltebilirsiniz, çünkü onlarda da neyin yanlış olduğunu parmak uçlarınızda hissedebilirsiniz.

Burada oturarak Ankara'da, belki de Londra'da veya herhangi bir yerde olan herhangi birisi için, bunu hissedebilirsiniz ve eğer nasıl düzelteceğinizi biliyorsanız, burada oturarak o kişiyi düzeltebilirsiniz.

Kısacası, bilimsel dille, biz sizin Ether'in daha süptil olan tarafına, Etherin en süptil olanının süptiline girdiğinizi söyleyeceğiz. Çakralarınız aydınlanırken, beş elementin hepsinin daha süptil olan tarafına girersiniz. Nihayetinde altıncı merkez, Agnya dedikleri merkez, bir kez aydınlanırsa, o zaman son derece bağışlayıcı olursunuz. Tepki vermezsiniz, her şeyi bir şahit gibi izlersiniz. Elbette ki, Ben şimdi bu halının çok iyi bir şekilde yapılmış olduğunu görüyorum, bu yüzden normalde Benim tepki vermem gerekiyor. Bunun maliyeti ne kadar, siz bunu nereden satın aldınız, halıyı kim yaptı, tüm bu sorular gelecektir ama Aydınlanmadan sonra, siz sadece bunu yapan sanatçının yaratıcılığını seyredip, bunun tadını çıkarırsınız.

Kavgacı tabiatınızda azalır çünkü tepki vermezsiniz Sonuncusu olan Kundalininin yükseldiği bu limbik alanda siz huzurunuza ve neşenize kavuşursunuz. Neşe tek bir şeydir, mutluluk veya mutsuzluk değildir. Bu sizin düşüncelerinizin, zihninizin üzerine çıkmanız anlamına gelen neşedir sadece ve siz tam bir huzur içindesinizdir.

Mesela suyun içinde duruyorsanız ve orada dalgalar varsa korkarsınız ... Ama bir suyun içine girmeniz durumunda, o zaman dalgaları izleyebilir ve onların tadını çıkarabilirsiniz. Ama yüzmeyi bildiğinizi varsayalım, suyun içine atlayabilir ve pek çok başkasını kurtarabilirsiniz. Yani şimdi Sahaja Yoga tüm dünyada seksen ülkede çalışıyor. Ve çok büyük bir şekilde, aydınlanmasını alan bazı insanlar oralara gitti ve başkalarına aydınlanma verdi.

Bunun için ödeme yapmak zorunda değilsiniz, Bu doğal bir süreçtir, yaşayan bir süreçtir, bunun için siz ne kadar ödeme yapardınız? Yani bu herhangi bir ödeme olmadan gerçekleşti, işte sahtelik bu şekilde ifşa edilebilir çünkü siz her tür sahtelik için ödeme yaparsınız. Şimdi bütün bunların bedelini kimin ödediğini sorabilirsiniz. Bunu Sahaja Yogilerin ödediğini söylemek zorundayım. Usulen Ben öderdim, çünkü ailemden gelen para var ve kocamdan da gelen para var ama şimdi, Sahaja Yogiler ödemek istiyorlar. Bizim aydınlanmamız için, bu salonu kiralıyoruz, Anne siz neden para ödeyesiniz ki?, diye düşünüyor onlar.

Salonun parasını ödeyebilirler ama aydınlanma için ödeme yapmazlar. Son merkez kırıldığında, yedincisi olan bu merkez, Her Yeri Kaplayan güce bağlanır. Şimdiye dek, bu her şeyi kaplayan gücün varlığını hissetmedik. Ama aydınlanma aldıktan sonra, siz onu hissedersiniz, bu serin esintiyi, Ruhu. Başlangıçta eğer çok sıcaksa, bunun için herkesi affetmelisiniz, kimseye öfkelenmemelisiniz ve bu çok kolay işliyor.

Burada Bana soru da sormak isteyen insanlar olduğunu biliyorum, şimdi sadece sorgulayan aklınızı sessizleştirin. Önce aydınlanmanızı alın ve sonra sorabilirsiniz.

Bu serin esintiyi parmak uçlarınızda hissetmelisiniz, bu yüzden kendinize inanın ve hepiniz bu ruhu hissedebilirsiniz, sizi temin ederim, bunu yapabilirsiniz. Yani bu en fazla beş ila on dakika alır, Ben halledeceğim, gitmek isteyenlerin gitmesini rica edeceğim, gidebilirler, başkalarının rahatsız etmeyin.

Ben sadece bunu zorlayamam. Bunu siz istemelisiniz. Eğer buna sahip olmak istiyorsanız, alabilirsiniz. Ona sahip olmayı arzu etmelisiniz çünkü çalışan şey saf arzudur, rekabet yok, sorun yok, hiçbir şey yok. Sadece ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekiyor. Çünkü Toprak Ana çok saftır ve bize çok yardım eder. Bekleyebilir misiniz, biraz bekleyebilir misiniz? Bunu biraz daha sonra yapabilirsiniz. Bu dikkati dağıtmayın.

Her neyse, size hiçbir şey yapmanızı söylemeyeceğim, düşünmeyin bile demeyeceğim ama otomatik olarak siz zihninizin ötesine geçersiniz ve bakın, daha sonra buna burulma alanı denildi, buna burulma alanı adı verildi.

Şimdi şöyle yapmalıyız, tıpkı namaz için yaptığımız gibi, hepsi bu ... Rahat olun, ayakkabılarınızı çıkarın ve iki ayağınızı birbirinden ayrı tutun.

Şimdi sağ elinizi kalbinize koyun ve Yüce Tanrı'dan af dileyin, eğer yanlış bir şey yaptıysanız, sadece kalpten af dileyin.

Ama kendinizi suçlu hissetmeyin. Hatalar yapılabilir, bu yüzden şimdi af dileyebilirsiniz, bu yüzden kendinizi hiç bir şekilde suçlu hissetmeyin. Eğer kendinizi suçlu hissederseniz, sol taraftaki bu merkez rahatsız olur. Bu böyledir ve biz suçlu hissetmezsek o zaman enerji geliyor. Şimdi lütfen sağ elinizi Bana doğru uzatın ve başınızı öne eğin ve kendiniz bakın, başınızdan soğuk veya sıcak bir esinti geliyor mu?

Şimdi eğer sıcaksa affetmelisiniz, herkesi affedin. Şimdi lütfen sol elinizi Bana doğru tutun, başınızı öne doğru eğin ve bıngıldak kemiğinizden soğuk veya sıcak bir esinti gelip gelmediğine kendiniz bakın.

Şimdi lütfen her iki elinizi de Bana doğru uzatın .. Lütfen, parmak uçlarınızda veya avucunuzda veya bıngıldak bölgenizde serin bir esinti var mı bir bakın. Sadece bakın, bu ruhtur. Kalbinizden bir soru sorabilirsiniz, bu İlahi güç ruh mu? Bunu sorarak, daha fazla serin esinti alırsınız, bu sayede, evet bu ruh diyebilirsiniz. Bunu daha önce hiç tecrübe etmedik, bu ruhtur. Yani onu ılık olarak da hissedebilirsiniz.

Bu serin esintiyi parmak uçlarında, avuç içlerinde veya bıngıldak kemiği bölgesinde hissetmiş olanlar, lütfen ellerinizi kaldırın. İşte bu, Türk insanı bu kadar harika.

Tanrı sizleri korusun.

Söylemem gerekir ki, özellikle sizler en iyi insanlarsınız, size aydınlanma vermek de çok kolay .. Özel olan bir şey var. Avrupalılarla, elimi kırmam gerekiyor, sizlerle böyle değil.

Çok nazik ve duyarlısınız, bu yüzden Tanrı hepinizi kutsasın.

Sizin için bir şarkı söylemek istiyorlar ve siz sadece alkışlayın, tamam mı? Yani hayret edeceksiniz ki, vibrasyon artacaktır.

Hiçbir şey hissetmemiş olanlar buraya gelebilirler, biz onların üzerinde çalışıyoruz.

Mahamaya Mahakali şarkısı çalındı.

Istanbul (Turkey)

Loading map...