Public Program

Public Program 1999-06-24

Talk duration
28'
Category
Public Program
Spoken Language
English

Current language: Turkish, list all talks in: Turkish

The post is also available in: English, German, Russian.

Public Program. Washington DC (USA), 24 Haziran 1999.

Gerçeği arayan herkesi selamlıyorum. Her şeyden önce bizler gerçeğin ne olduğunu bilmeliyiz. İnsanlar her yerde arıyor, arıyor, arıyor ve arıyorlar. Ama onlar ne aradıklarını ve arayışlarının ardından ne elde etmeleri gerektiğini bilmiyorlar. Bu arayış sizi farklı yönlere yönlendirebilir. Bunların bazıları çok tehlikeli ve tamamıyla yanıltıcı olabilir. Ve birçoğu, bunu yaşamış ya da hissetmiş olmalıdır. Eminim bunu yaşamış olan birçok kişi vardır ama onlar geri dönebilecekleri bir yolun olmadığını düşünüyorlar. Arayışın anlaşılması çok kolaydır, bu kendinizi bilmek istemenizdir. Her zaman deriz ki: Ben bunu istiyorum, bunu beğendim, ben şu, ben bu. Ama bu “ben” kimdir? Nedir bu? Bu kendim dediğim kimdir? Ben neyim? Kendim hakkında bir şey biliyor muyum? Kendimize dair çok yüzeysel bir bilgimiz var. Herkes bunu söyledi, bütün dinler bunu söylediler: “Kendini bilmelisin.” Bununla ilgili olarak arada bir fark yoktur. Aslında eğer özüne inerseniz, bütün dinlerde, aralarında fark yoktur. Zaman içinde bazen bir yerde, bazen de başka bir yerde biraz bunun üzerinde durulmuştur. Ancak asıl mesele, sizin kendinizi tanımanızın gerekiyor olmasıdırr. Nasıl kendinizi bilirsiniz, mesele budur. İnsanlar size şunu söyleyecektir: şunu yap, her şeyi bırak, aileni bırak, her şeyi bırak. Bu tür bir elbise giy, saçını kes veya başını tıraş et ve tüm bu saçmalıkları yap. Bu çok dışsaldır. Biraz kafanızı çalıştırırsanız, her şeyin dışsal olduğunu görürsünüz. Bu çok yüzeyseldir, hiçbir anlamı yoktur. Peki, ne olmalı? Evrimdeki son atılımından bahsediyoruz. Bunu nasıl başarırsınız?

İnsan konumuna gelene dek geliştiğiniz zaman, bir şeyi, içimizde eksik olan bir şey olduğunu kesin olarak bilmeliyiz. Aksi takdirde dünya çok güzel bir yer, yaşamak için bir cennet olurdu ama insanlarda bir sorun var, nedir bu? Bu evrim sayesinde nasıl ortaya çıktığımızı anlamaktır. Ve insan olarak, içimizde hayvan evresinden kalan birçok şey vardır. Konuşma şeklimiz, başkalarını ezmeye çalışma şeklimiz, başkalarına hükmetmek için onlarla konuşma şeklimiz. Her şeyi zorla almayı isteme şeklimiz, sadece yemeğimiz için endişelenmemiz. Tüm bunlar aslında, asil bir insan özelliği değildir. Bunların hepsi, o hayvan içgüdüsünden geliyor. Tamam. Bunu kabul etmeliyiz çünkü insanız, o yüzden onlar orada olacaklardır. O kadar da korkutucu bir şey yok ama düşüneceğimiz bir şey daha var. Ve düşünüyor ve düşünüyor ve düşünüyor ve kendimizin bir sonu olmadığını düşünüyoruz. Bazen bunu protesto etmemiz gerektiğini de düşünüyoruz. Bazen çok vahşi olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Tüm bunlar insan aklımızdan kaynaklanıyor. Hayvanlar sadece şiddet olsun diye, bir şeye şiddet uygulamazlar. Şiddet uygulayacaklar, tamam. Fakat bu kendi amaçları için bazı hayvanları veya bir şeyi öldürmeleridir. Ama burada gruplarımız var ve sadece şiddetten hoşlanan insan grupları var. Bu, insan farkındalığındaki başka bir gelişmedir, bence, bizler başkalarının mahvolmasından hoşlanıyoruz ama aynı zamanda bir arayış da var. Bu insanların kendi evrimlerini geçirmeyi istediklerinin, daha iyi bir kişiliğe dönüşmek istediklerinin, tam olan bir şey olmak istediklerinin işaretidir. Buna nasıl ulaşırsınız? Şimdi şunu söylemek zorundayım ki, evrimimizi insan seviyesine ulaştıracak kadar başarılı olamadık. Bu yüzden daha yüksek bir farkındalığa ulaşmak için aramızda bazı ayarlamalar olmak zorundadır.

Ve bizim farkında olmadığımız düzenleme budur. Ve bu düzenleme, sizin içinizdeki güçtür. Bu sizin kendi gücünüzdür. Bu gücün uyanışı sayesinde size bu son atılımı sağlamak için, zaten size bundan bahsedilmişti. Bu vardır, bu oradadır. Ve kendini tanımaktır, aydınlanma almak her insanın hakkıdır. Sahaja, Saha, sizinle birlikte doğan anlamına gelir. Onun sizinle doğmuş olması bir haktır. Ve aydınlanmamızı almamız gerektiği şeklindeki temel haklarımızı neden toplumdan istemiyoruz. Sizinki hangisidir? O zaten içinize yerleştirilmiştir. Hiçbir şey yapmanıza gerek yoktur, elbette bunun için ödeme yapamazsınız. Kendi evriminiz için şimdiye dek ne kadar ödediniz? Ve bu farklı insanlarda, nasıl farklı olabilir? Çünkü her insanda Kundalini adını verdiğimiz bu güç vardır. O kişi beyaz, siyah, sarı, mavi veya her ne renk olursa olsun. İster kuzeyden isterse güneyden olsun, her hangi bir yerden. İster bu ülkeye, isterse şu ülkeye mensup olsun. Onların hepsi, kendi Kundalinilerinin içine yerleştirilmiş bu güce sahipler. Ben herkesin kalbi olduğunu söylesem bile, öyleyse neden farklılıklarımız var? Ama bu akıl. Bu farklılaşmayı, bu insan zihnini yaratır ve bu sorunlar elbette ki bunlar, bizim ülkemizden değildir. Onlar grubumuza ait değiller ve hayvanlar gibi, bizler yine gruplar oluşturuyoruz. Farklı gruplar, bilmiyorum,mezhepler.

Bazı insanların çatalları ve kaşıkları bu şekilde yerleştirmelerinden dolayı, onlar bir grup oluşturuyorlar. Bazı insanlar kahve içiyor, bu yüzden onların böyle bir grubu var, anlıyor musunuz? Grup oluşturmakta çok iyiyiz. Bu da hayvan içgüdüsüdür, bence, böyle aptalca şeylerden hareket ederek gruplar oluşturmaya çalışıyoruz. Ve sonra, savaşlarımız olabilir çünkü savaşmalıyız. Biz bir grubuz, biz harika bir şeyiz, bu yüzdende başkalarıyla savaşmalıyız. İçimizde olan tüm bu içgüdüler, kalıtsaldır. Bize geldiler. Onlar bunun genlerimizde olduğunu söylüyorlar. Yine de, genleri değiştirebilir miyiz? Kişiliğimizi daha yüksek bir şeye dönüştürebilir miyiz ve Ben size bunun için içimizde bir gücün olduğunu söyleyebilirim, hepiniz bu güce içinizde sahipsiniz. Ve o size ne veriyor? Size anlattığım gibi o altı merkezden geçer, onu besler ve nihayetinde bıngıldak kemiği bölgesini deler. Biz buna gerçekleşme ya da vaftiz diyebiliriz ve bu Tanrısal sevginin her şeyi kaplayan gücüne bağlıdır. Ben yine, sevgi, Tanrısal şefkat diyorum, Tanrısal sevgi. Yani siz her yeri saran bu güce bağlanıyorsunuz. Eğer bir doktora kalbimizi çalıştıran kimdir diye sorarsanız, o bunun otonom sinir sistemi olduğunu söyleyecektir ama nedir, bu oto kimdir? Bütün bu şeyleri kim yapıyor? Yaşayan bütün bu işleri kim yapıyor? Bu çiçeklere bakın, güzeller. Bu çiçekleri kim böylesine farklı yaptı, farklı çiçekleri? Toprak Ana farklılıkları nasıl yapıyor ve O, bütün bu çiçekleri nasıl veriyor? Bunu düşünüyor muyuz? Biz bunu kıymetini bilmeden kabul ediyoruz. Tüm yaşayan işleri olduğu gibi kabul ediyoruz, ama bu Tanrısal güç tarafından yapılır. İnanın bana. Etrafımızda bizi koruyan, bize bakan, bize rehberlik eden ve bunların hepsinin üzerinde, bizi seven bu Tanrısal güç var ve o bize önem verir.

O, her yeri saran bu gücün kutsamalarını hepimizin almamızı istiyor ama eğer bağlantıda değilseniz, bunu nasıl yapabilirsiniz? Örneğin, bu cihaz ana şebekeye bağlı değilse, yararsızdır. Bu bir işe yaramayacaktır, işte bu yüzden hepimiz, her yeri kaplayan bu güçle bağlantıda olmalıyız. Eğer bunu anlarsak, bu bir şeydir. Bilebilirsiniz de, ama kesinlikle siz bunu elde etmeye muktedirsiniz. Yapmanız gereken dışsal bir şey yoktur. Bunu bırakmak, şunu bırakmak veya dua etmek gibi değildir veya orada olan gibi bir şey değildir bu süreç. Yaşayan süreç çalışır ve siz aydınlanmanızı elde edersiniz. Tek şey şu ki, eğer aydınlanma almanız gerekiyorsa sizin aydınlanmanız gerekir. Aydınlanmayan bir mumun, başka bir mumu aydınlatamaması gibi, ama aydınlanmış tek bir mum, çok sayıda mumu aydınlatabilir, aynı şekilde sizde dünyada bulunan çok sayıda kişiyi aydınlatma gücünü elde edersiniz ve sadece bu da değil, pek çok gücü elde edersiniz. Ama en büyük güç, sizin onunla insanlara yardım ettiğiniz, insanlarla ilgilendiğiniz şefkat ve sevgidir. Neyse ki şimdi ülkenizde tıbbi kurumlar, onlar Sahaja Yogayı kabul ettiler, çünkü o çalışır, saldırır ya da merkezleri, vücudumuzdaki temel merkezleri besler, diyebiliriz. Bu merkezler fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal varlığımızdan sorumludurlar ve o bunu aydınlatır ve bu aydınlanma ile kesinlikle iyileşirsiniz. Sahaja yoga ile birçok insanın tedavi edildiği bir gerçektir. Hindistan'da da bir hastanemiz var ve orada başka bir hastanemiz daha olacak, belki de Amerika'da ödeme yapmanız gerekmeyen bir hastanemiz olabilir. Bu sizin kendi gücünüz olduğu için, sadece yediğiniz yemeğiniz ve bunun gibi bir şey için ödeme yapabilirsiniz, ama ,tedavi için değil.

Sizin olan bir şey için, ne kadar ödeyebilirsiniz? İşte sizin insanlara söyleyeceğiniz şey, ne kadar güçlü olduğunuzdur. Diğer taraftan bazıları son derece öfkelidir, bazıları ise son derece depresiftir. Bu ikisi arasında kalan bir şey yok ama bu güçle siz çok şefkat dolu olursunuz. Sonra dikkatiniz, kendinizden başka

insanlara yönelir. Başkaları için siz neler yapabilirsiniz? Onlara nasıl aydınlanma verebilirsiniz ve aniden çevrenizde çok fazla çok yıkıcı güç olduğunu, çok fazla rahatsız edici güç olduğunu, çok fazla sorun olduğunu keşfedersiniz, aniden disiplini fark edersiniz. Eğer insanoğlunu dönüştürebilirseniz, ama bu bir dönüşüm sorunu değildir. Bunun, bir evrimsel süreç sorunu olduğunu söyleyebilirim ve bu gerçekleştiği zaman, tamamen dönüştüğünüzü fark edersiniz. Ve binlerce insan dönüştürülmelidir. Binlerce ve binlercesi, milyonlarca ve milyonlarcası, ama bir şekilde Amerika'nın spiritüellik için farklı bir yaklaşımı var. Eğer Ben para almazsam, o zaman onlar Bende yanlış bir şey olduğunu düşünüyorlar. Para almak zorundayım. Onlar Bana çok şey söylediler, bazı uzmanlar geldi ve Bana anlattılar. Bana tüm ekonomiyi ve anlamadığım bütün bu şeyleri açıkladılar. Ve onlar bunun satılabilir olması gerektiğini düşünüyorlar. Bu tür bir şeyi anlayamıyorum, İsa’ya siz ne kadar ödeyeceksiniz? Aziz olan herhangi bir kimseye ne kadar ödeme yapacaksınız? Çünkü bu değer ücretlendirilemez, paha biçilemezdir.

Sizin için en kıymetli şey, kendinizi tanımanızdır. Eğer kendinizi tanımıyorsanız, çılgınca bir düşünme telaşı içinde, döner ve döner ve hala dönersiniz. Şaşıracaksınız ki, Einstein bile, bundan bahsetti, görecelilik teorisini bulmaya çalışıyor ve bulamıyordu. Bahçesine gitti ve sabun köpükleriyle oynuyordu ve aniden bilinmeyen bir yerden geldi, onun anlattığı şey buydu, görecelilik teorisi onun aklına geldi ve bu bilinmeyen alana bir isim verdi, ona bir isim verdi ve bu isim Benim için kusursuz değil ama o, sizin faydalanabileceğiniz, gelecek nesil için anlayabileceğiniz, gelecekteki bilim insanı için, fikirleri oradan alacağınız bir alanın var olduğunu söylüyor ve bunun için sizin bir tür kişiliğe sahip olmanız gerektiğini söyledi, fikirlerin geldiğini algılayabileceğiniz bu burulma alanı. Eğer siz bu alana girebilirseniz, gerçeğin ne olduğu konusunda tam bir fikir edinebilirsiniz. O bunu cognitif (idrakle, kavramayla ilgili) olarak adlandırıyor, bunun cognitif bir bilim olduğunu söylüyor ve böyle bir kişi, size bilimsel olarak test edebileceğiniz pek çok şey söyleyebilir ve siz bunların kesinlikle doğru olduğunu göreceksiniz. Ve onun başına gelen şeyde buydu çünkü kendisi aydınlanmış bir ruhtu ve Newton gibi birçok insan da, onlar aydınlanmış ruhlardı. Abraham Lincoln aydınlanmış bir ruhtu, ama onlar başkalarına anlatamadılar, çünkü kimse onlara inanmazdı ve onlara bir şeyler anlatmaya çalışan herkese onlar işkence ederlerdi. Her aziz, yani gerçek aziz demek istiyorum, işkence gördü, her bir sufi işkence gördü. Ülkemizde özellikle azizlere çok kötü muamele edilmiştir. Diğer ülkelerde de. Neden?

Çünkü onlar sadece tek kişiydiler ve belki de insanlar kıskanıyorlardı, onlar nasıl bu kadar çok şey bilebilirlerdi, onlar nasıl bu kadar çok şey hakkında konuşabilirlerdi? Şimdi tüm bunları, şimdi sadece düşünün, eğer ben çok basit bir şey yapmışsam, sadece bir iki kişiye vermek gibi bir gelenek ortada varken, Ben bir iki kişiye aydınlanma vermenin bir faydası olmadığını düşündüm, şimdi bunun işe yaramayacağını hissettim. Bunu kitleler için yapmalıyız. Ve Benim tam olarak yaptığım şey, kitlesel aydınlanma verebileceğim bir yöntem bulmaktı. Hepsi bu, basit bir şey, işe yarıyor ve çok iyi çalıştı. Söylediğim gibi, Amerika'da onlar sadece insanoğlunun başka bir başarısını düşünüyorlar, onlar parayı biliyorlar. Yani para, para, para, her şey para, bu yüzden para olmadan maneviyatı bile anlayamazlar. Ama Rusya gibi bir yerde, diyebiliriz ki, Rus halkı, Rus halkında sizlerin sahip olduğu özgürlük yoktu ve orada onlar her taraftan baskı görüyorlardı. Bildiğiniz gibi, orası her şeyiyle komünist bir ülkeydi ve bu komünizm altında onlar tamamen ezildiler. Sonuç olarak kendi içlerine döndüler ve içeride çözümler bulmaya çalıştılar ve Beni gördükleri zaman, Sadece Beni görerek, binlercesinin nasıl geldiğini bilmiyorum, sadece Rusya'da binlerce, binlerce ve binlerce insan var. Ayrıca diğer bazı ülkelerde, demek istediğim, burada görüyorum, sadece Rusya'da bizim bulmamız lazım, onları bir salona sığdıramazsınız. Büyük bir çadırımızın olması ya da bu tür şeyler yaptıkları olimpiyat mekânlarına sahip olmamız gerek. Sorun şu ki, biz “bunu ben kendi başıma bulabilirim” fikrinden vazgeçmeliyiz.

Bu fikir çok yaygındır, ama bunu yapamazsınız. Aydınlanmış bir kişiden almanız gereken, tek gelişme budur. Bu noktada, ben bunu kendi kendime yapamıyorum, diyerek alçakgönüllü olmalısınız, yolumu kendim bulabilirim, diyebilirsiniz, ama bulamazsınız, kaybolacaksınız. Hâlihazırda kendisi aydınlanmış olan birisini bulmalısınız. Şimdi, aydınlanmış birisini nasıl bulabilirsiniz. Nasıl? Çünkü aydınlanmadan sonra mutlak gerçeği, parmak uçlarınızda bilirsiniz, başka birisinin çakra merkezlerini hissedebilirsiniz. Eğer bir kişi şüpheli birisiyse, siz bunu hissedebilirsiniz. Birisi sizi aldatıyorsa, bunu hissedebilirsiniz, her şeyi, parmaklarınız konuşur. Muhammed Sahibin söylediği şey buydu: Yeniden Diriliş zamanında elleriniz konuşacaktır. Açıkçası, el nasıl konuşabilir? Bu nasıl olur? Çünkü bu beş parmağın hepsi çakra merkezleridir, altıncı ve yedinci merkez. Biri fiziksel tarafta, diğeri ise fiziksel ve aynı zamanda zihinsel olan taraftadır, yani sağ kanal ve duygusal taraf ise sol kanaldadır. İçimizde insanların anlamadığı iki farklı sistem vardır, onlar içimizde bulunan iki kanaldır. Otonom sinir sistemi dediğimiz şeyin merkezinde, parasempatik sinir sistemi vardır, ama iki tane, sol ve sağ sempatik sinir sistemi vardır. Ve bunlar sistemlerdir, sizde neyin yanlış olduğunu parmak uçlarınızda tam olarak bildiğiniz, aydınlanmış iki tane sistem. Hangi merkezler catch ediyor, bu da sizin kendi bilginizdir. İnsanlar delireceklerdir, ama delirdiklerini bilemeyeceklerdir. Kanser olacaklar ama kanser olduklarını bilmeyecekler.

Bu gösterge, size sizde neyin yanlış olduğunu söyler. Şimdi, eğer siz merkezlerinizi nasıl düzeltebileceğinizi biliyorsanız, başkalarının merkezlerini de düzeltebilirsiniz. Sonra ulaşılan başka bir şey ise, sizin kolektif bilinçte olmanızdır. Bu sizin başkalarının merkezlerini kendi parmak uçlarınızda hissedebileceğiniz anlamına gelir. Başka insanları parmak uçlarınızda hissedebilirsiniz. Diğer kişi kimdir? İşte bizim düşündüğümüz şey budur. Ama hiç kimse öteki değildir. Bizler tek bir spritüel kişiliğin parçasıyız. Ve bir kişinin bir problemi olduğunda, biz derhal bir problem olduğunu biliriz çünkü bunu parmak uçlarınızda hissedebilirsiniz. Bu gerçek bilgidir, bu bir şekilde kitap okumak ya da böyle bir şey değildir, bu sizin kendi içinizdeki gerçek bilgidir, kendinizi bildiğiniz, kognatif bilim dediğimiz, içinizde çalışan şeydir. Herhangi bir şeyi anlamak için, dışarı çıkıp hiçbir şey okumak zorunda değilsiniz. Kendi varlığınız, söylemeliyim ki, size neyin ne olduğunu söyleyen tam bir bilgisayardır. Kim nedir? Ne olduğumuz hakkında hiçbir fikrimiz yoktur. Bize hangi potansiyele sahip olduğumuza dair bir fikir verilmedi. Bu çok muazzamdır. Bu muazzamdır ve eğer bu işe yararsa, sizin için, aileniz için, çocuklarınız için, şehriniz için, ulusunuz için ve tüm dünya için çalışacaktır. Yani bu zihinsel olarak değil, kendi içinizde kolektif bir anlayış olmalıdır. Zihinsel anlayış sadece geçicidir, geçip gider ama bu bir gerçekleşmedir, tekrar ve tekrar bunu söylüyorum, bu içinizdeki bilginin gerçekleşmesidir, sonrasında onlar sadece bundan bahsederler. Çakraların, merkezlerin kelimeleriyle konuşurlar. O kişi budur, o kişi bunlara sahip, bunlara (anlam belirsiz) parmak uçlarımda sahibim ve bu size her şey için mükemmel bir cevap verir. Sonra size bakar, sizi korur, söylediğim gibi size rehberlik eder ve sizi doğru şekilde, doğru yola yönlendirir ve onun bunları başarma şekli harikadır. Bu yüzden biz her şeyden önce, başkalarına gerçekten yardım edecek ve ilgilenecek olan aydınlanmış bu özel kişiliğine sahip olmamız gerektiğini anlamalıyız. Bu sadece konuşmak değildir, bu sadece okumak değildir, sadece sahte bir guruyu takip etmek değildir, bu sizin kendinizi izlemenizdir ki, bu sizin kendi kendinizin efendisi olduğunuzu gösterir. Siz kendinizin efendisi olursunuz ve siz her şey hakkında her şeyi bilirsiniz. Bu sadece birkaç kişi için değildir, dediğim gibi, bu hepinizde bulunan potansiyeldir. Bu sadece siyah insanlar, beyaz insanlar için değildir, bu aynı zamanda eğitimsiz, köylerde yaşayan, hepsi içindir, çok sade olan insanlar içinde bu işe yarıyor ve o çalıştığı zaman şaşıracaksınız, o sizi dönüştürür ve başkalarını da dönüştürür ve siz bu hususta emin olursunuz. Kendinizden şüphe etmezsiniz, çünkü parmaklarınızın ucunda mutlak bir bilgi var. Bu sizin içinizde olan ve elde etmeniz gereken bir şeydir. Tabii ki bunun için şunu bilmelisiniz, şu ana dek buna sahip olduğunuzu bilmiyordunuz. Bu tutumu gösterdiğiniz sürece, bu işe yarayacaktır. Ben zorlayamam, Sahaja Yoga, kimseyi aydınlanma almaya zorlayamaz, bu zorlanamaz. Bunun istenmesi gerekir. Siz kapıyı çalıncaya dek, bu işe yaramayacaktır. Bu sadece bunu gerçekten isteyen ve aydınlanma almak isteyen insanlar için işe yarar. Sonuç olarak herhangi bir sorumluluğunuz yoktur. Bu sadece her yeri kaplayan, sizin için her şeyi yapan gücün sorumluluğudur.

O size bakar, size rehberlik eder ve sizi doğru yerlere, doğru şartlara götürür ve sizi şaşırtacak şekilde sizi yönlendirir. Bu nasıl olur? O nasıl çalışıyor? Nasıl hallediyor? Hiçbir mucizeye terk edilecek bir anlam kalmayacaktır. Ancak bu mucizeler, bir şeyden elmas gibi bir şey çıkarmak gibi değildir, ancak bu koşulların nasıl da değiştiği, insanların nasıl değiştiği, nasıl olup bu kadar sevimli bir kişilik haline geldiğiniz, bir mucizedir. Bu konuda kaç konuşma yaptığımı bilmiyorum ve bunun sonu yoktur. Fakat şunu söyleyebilirim ki, sizler aydınlanmanızı almalı ve programlarımıza, her nerededüzenleniyorsa katılmalısınız ve bunun içinde büyümelisiniz çünkü siz tohumun filizlenmesi gibi, büyümek için biraz zaman ayırmalısınız ama ağaç haline gelmek zaman alır. Ama zor bela en fazla bir ay ve orada da, siz ödeme yapmak zorunda değilsiniz. Hiçbir şey ödenmek gerekmediğini size tekrar söyleyeceğim, sadece kendinize biraz zaman ayırın ve bu işe yarayacaktır.

Bunun ustası olduğunuz zaman, neler yapabileceğinize şaşıracaksınız. En fazla bir ay. Bazı insanlar bu sadece alıyorlar ve bir şeyi yapmak zorunda değiller onlar sadece bilirler ama insanların çoğu bunu yapmalıdır. Bu her şeyi geliştirir: düşünme kapasiteniz, bu anlamda beyinleriniz aydınlanır. Çok büyük kalbi olan bir şahsiyet olursunuz ve bizim zenginlik olarak düşündüğümüz diğer şeyler, bütün bunlar bunun sayesinde meydana gelir. Bu sadece annenizin size, en tepesinde biraz çikolata ile ..... vermesine izin vermenizdir. Ama asıl önemli olan, sizler kendinizi bilmek zorundasınız. Ne kadar harikasınız, bu her annenin çocuğunun bilmesini istediği bir şeydir. Bu Benim Amerika'daki yegâne arzumdur, eğer bu şekilde yayılırsa, bunun hepsi büyük bir şey olacaktır, tüm dünya için bu, büyük bir hareket olacaktır.

Tanrı sizi korusun. Teşekkür ederim.

Washington D.C. (United States)

Loading map...