Public Program 1981-03-22
Current language: Turkish, list all talks in: Turkish
Avusturalya’da Public Program, Maccabean Hall, Sydney , (Avusturalya) , 22 Mart 1981
Gerçeği arayan herkese. Çok sayıda arayış içinde olan insanların bulunduğu bu büyük ülkeye gelmek bir zevktir. Pek çok arayış içindeki bu modern çağda doğdu. Daha önce hiç bu kadar çok doğmamışlardı. Örneğin, İsa’nın zamanında, O büyük kalabalılar topladı ama o insanlar arayış içinde değildiler. Onu sadece dinlediler, çünkü yeni bir şey bu gibi hissettiler. Bugün, arayış içindeki pek çok kişinin, dünyanın her yerinde yeniden doğdukları zaman geldi ve onlar arayış içindeler. Bu kişinin kabul etmesi gereken bir gerçektir, bu konuda bir riya yoktur. Kimi insanlar bu arayışın orada olduğunu biliyorlar ve her ne yapıyorlarsa, doğru veya yanlış, aslında onlar kendi içlerinde arıyorlar.
Bugün, başta size, “Tanrı ile birleşme”, “içimizde kendiliğinden gerçekleşen” anlamına gelen Sahaja Yoga’nın, genel özelliklerinden bahsedeceğim. Onun hakkında konuşmak kolaydır, herhangi birisi, onun hakkında konuşabilir. İlk seferinde, Amerika’ya gittiğim zaman, insanlar Bana “Anne konferansların için patent almalısın” dediler. Onlara sadece gülümsedim. “Mesele nedir?”, dedim. Bana, “diğerleri sizin sözlerini kullanabilirler, aynı şeyi kendi amaçları için kullanabilirler, belki de size zarar verecek pek çok şey yapabilirler” dediler. Ben de, “hayır, bu iyi, bırakın konuşsunlar çünkü olması gereken şey bu, insanlar bunu öğrenmeliler, bunun için patent alacak ne var”, dedim. Yıldızların güzelliği, güneş ışığı için patent almayız. Bu herkes için. Esas husus şu ki, hadise gerçekleşmediği sürece bu konuşmaların ve girişimlerin bir yararı yoktur. Bu sizde meydana gelmelidir, bu bir gerçekleşmedir, bu önemli bir oluştur. Bu, bu konuda okumak değildir, bu, bizi daha yüksek bir kişilik, bir peygamber haline getirecek olan, yaşayan bir güçtür. William Blake’in çok açıkça dediği gibi, “Tanrı’nın insanları, peygamberler haline gelecekler ve gün gelecek ki bu peygamberlerin, diğer insanları da peygamberlere dönüştürecek özel bir yetenekleri olacak”. O gün, bu gün geldi. William Blake, yüz yıl önceden Sahaja Yoganın yapacaklarını gördü ve siz bugün, bunun gerçekleştiğini görebilirsiniz.
Bugün sizden önce, süptil bedenimizin diyagramını duvara astılar. Bu (aslında) çok karmaşık bir şeydir. Onu sizler için basit bir diyagram haline getirmeye çalıştılar ama halen karmaşık görünüyor. Örneğin, varsayın ki bu odada oturuyorsunuz ve ışık yok. Birisinin size, sadece butona basmanız gerektiğini ve lambanın yanacağını söylemesi gerekir. Fakat olan bu şeyin arkasında, işi gerçekleştiren büyük bir mekanizma ve büyük bir organizasyon vardır. Bu sadece bir butona basma işi değildir. Şimdi Benim burada konumum şöyle ki, Ben butona basabilirim, tamam, ama insanlar onun tarihini, bu konudaki tüm baş ağrısını bilmek istiyorlar. Bu yüzden de, size ne olduğunu açıklamak zorundayım. Buradaki süptil güce, içimizdeki süptil varlığa bakın. Bu, bu farkındalık konumuna yükselmiş olan bir insandır ve kişi bu dinamik farkındalık içinde olmalıdır. Eğer herhangi bir cihaz yapmaya çalışırsanız, diyelim ki örneğin, bu mikrofonu yapmaya çalışırsanız, insanlar kesinlikle “bunun amacı ne” diye soracaklardır. O, ana kaynağa bağlanıncaya kadar, kendisinin hiçbir amacı yoktur. Aynı şekilde, siz de güzel insanlar olarak yaratıldınız ve sizler ana kaynağa bağlanmalısınız, aksi takdirde kendi mutlak değerinizi bulamazsınız.
Şimdi, pek çok kişinin hakkında konuştuğu Kundalini hakkında kitap üstüne kitap yazdılar ve Ben onların Kundalini hakkında hiçbir şey bilmediklerini görünce şok oldum ve nasıl olurda, böyle büyük kitaplar yazabilirler, bilgiyi nereden aldılar? Kundalini çok basit bir şeydir. O içimizdeki saf arzumuzdur, kişinin Ruh ile bir olduğu saf arzudur. Ruhumuz vasıtası ile biz Tanrı’yı biliriz. Bu saf arzu, bu saf arzu gücü, içimizde Kundalini olarak bulunmaktadır. Tüm varoluşumuzda kendisini gösterir ama halen uyumaktadır. O tamamen oradadır, tüm varoluş insanoğlu yaratıldıktan sonra, o hala uyumaktadır çünkü bu arzunun gücünün, kendisini gösterme şansı yoktur. Şimdi, bu arzu gücü için, insanlar bu arzu gücünü uyandırabileceklerini veya bir şeyler yapabileceklerini düşünürler. Kimileri Kundalini’yi uyanışı ile, Kundalini Yoga girişimlerine başladılar. Bu ticari bir iş değildir, bu yaşayan bir süreçtir. Onu ticarileştiremezsiniz. Onun için ödeme yapamazsınız.
Beynimiz var, bizler insanız, Tanrı’nın sevgisi için ödeme yapamayacağımızı anlamak zorundayız. Aksine, eğer paradan söz ederseniz, onu aşağılarsınız. Tanrı paradan anlamaz, O sizin kendi masalınızdır, bunu, parayı insanoğlu yarattı. Tanrı paranın ne olduğunu bilmez. Onun için para veremezsiniz. Onun için herhangi bir çaba gösteremezsiniz. Meyve olmak için çiçek, her hangi bir çaba göstermez veya çiçek hiç para ödemez. Siz bir maymundan, bir insan haline gelmek için ne kadar ödediniz. Bunun için nasıl bir çaba harcadınız? O kendiliğindendir. Primulasından filiz süren bir tohum gibi ve aynı primula kök olur ve sürgün ve kökün ucundaki küçük bir hücre kendisi kazarak çalışır, kendiliğinden. Sadece yaşayan şeyler spontan olabilirler. Ve sürgün kendisi yükselerek yaprak olur, çiçek olur ve sonunda meyve olur. Kendi var oluşunun tüm haritası, tohumun içine mikroskobik olarak yerleştirilmiştir. Aynı şekilde, primule bizim içimize yerleştirilmiştir, filiz verdiren bu güç, Kundalini olarak adlandırılır. İçimizde var olan bu kuvvet, 3,5 sarım şeklindedir. (Bu konu ile ilgili büyük bir matematik söz konusudur ama sanırım bugün bu konuda tartışamayacağız ama bir gün bunu konuşacağız.)
Kundalini’nin pozisyonunu anlamak çok önemlidir. O üçgen kemiğin içine yerleştirilmiştir ve bu kemiğe Sacrum adı verilir. Sakrum kelimesi Yunancadan gelir. Yunanlılar bu kemiğin kutsal (sacred) olduğunu biliyor olmalılar ki, bu nedenle ona sacrum dediler. Bu çok şaşırtıcıdır. Kimi Yunanlılar Avustralya’ya geldikleri zaman, nehrinizdeki vibrasyonları hissetmiş olmalılar ki, onlar buna Parramatta adını verdiler. Hiç bunun ne anlama geldiğini düşündünüz mü? Anlamı Kutsal Ruh demektir. “Para” ötesinde olan, en yüksek mertebede olandır.”Mata” ise annedir. Bazı aydınlanmış ruhlar, bu nehrin vibrasyonlarını hissederek ona isim vermiş olmalılar. Aynı şekilde onlar, bu kemiğin özel bir şey olduğunu hissetmiş olmalılar. Beden elektriksel gerilim altında tamamen yakıldığında en son yanan kemik, bu kemiktir. Bu güç bu kemiğin içine yerleşmiştir ve bunu kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Bugün üniversitedeki pek çok öğrenci Kundalini’nin kemik içinde nabız gibi nasıl attığını gördü. İçinizden her hangi biri, zıplayarak, bağırarak, çığlık atarak, şarkı söyleyerek veya ödeme yaparak, bunu yapabilir mi? Her ne yaparsanız yapın, Tanrısal olamazsınız. Tanrı, insani çabaların ötesinde olmalıdır. Sen zıplayabilirsin, bağırabilirsin, şunu yapabilirsin, bunu yapabilirsin ama bir çiçeği bir meyveye dönüştüremezsiniz. Bu mucizeyi her gün görürsünüz, bunların milyonlarca ve milyonlarcasını, biz bunu bahşedilmiş olarak kabul ettik. Bizler insan farkındalığımızı da, bize bahşedildiği için aldık. O iyi bir şeydir. Aksi takdirde, bunun üzerinde düşünmeye başlarız, Başımızın üzerine yükselen bir gerilim yaşamaya başlarız. Bu güç, birinci merkezin üzerinde durur.
İlk merkez, Mooladhara çakra olarak adlandırılır. Bu çok büyük bir kargaşa, modern zamanlardaki karışıklıkların en büyüklerinden birisidir. Böyle olduğu için modern zamanlar, sadece kargaşa dolu olarak bilinir. Ancak kargaşa içinde olduğumuz zaman, gerçeği bulma durumundayız, kargaşa olmadığı sürece, bu arayış orada olamaz. Kargaşa öyle bir konuma ulaştı ki, Kundalini hakkında bile kafamız karışık. Aynı zamanda, kafamızı karıştırmak için çok çalışan insanlar var. (Omurganın başlangıcındaki Mooladhara çakrayı işaret eder) Burası önemli bir noktadır, Kundalini’nin altına yerleştirilmiş olan ve masumiyetin merkezi olan, içimizdeki bu ilk merkezin anlaşılması son derece önemlidir. Kundalini, Mooladhara olan bu üçgen kemiğin içine yerleşmiştir. Yani bu gücün merkezi, Kundalini’nin altında bulunur. Bugün size söyleyeceğim şeyler, çok önemli hususlardır. İçimizdeki son merkez, içimizdeki yedinci merkez, Pelvik Pleksusu ifade eder. Bu içimizdeki süptil merkezimizdir, burası sakrum kemiğinin altında bulunan süptil bir merkezdir. Prostat bezini kontrol eder. Burası masumiyetin merkezidir, masumiyet Tanrı’nın dünya üzerinde yarattığı ilk şeydir, kutsallıktır, Tanrı’nın güzelliğidir, sevgidir. Bu masumiyet içimizde Kundalini’nin altında bulunmaktadır ve yine bu salonda yapacağım bir sonraki konuşmam da bunun detaylarını ve yaşamımızdaki farklı biçimlerde yansımaları hakkında bilgi vereceğim. Bu çakranın Kundalini’den daha aşağıya yerleştirilmiş olması neden önemlidir? Çünkü Mooladhara ismindeki ve pelvic plexsus olarak bilinen bu özel çakra sayesinde dışkılamamızı gerçekleştiririz. Mooladhara çakranın Kundalini ile bir işi yoktur. Seksin Kundalini ile hiçbir alakası yoktur, bu gerçeğin bilinmesi çok önemlidir. Eğer seksin ifadesi sizi Tanrıya ulaştırıyorsa, hayvanlar sizden daha hızlı evrimleşecektir.
Hayvanlardan öğrenecek bir şeyimiz yoktur. Bizler insanız. Hayvanlardan bir şeyler öğrenenler, hayvan olacaklardır. Sizler üstün kişilikler mi olmalısınız, yoksa solucan veya kurbağa mı olacaksınız? Tamamı ile kontrollü olan kişiler üstad (master) olmuşlardır yoksa problemlerimizin kölesi mi olmalıyız. Eğer kendi benliğimize, kendimizi yok eden şeyler sunarsak, nasıl kendi kendimizin efendisi oluruz. Bu yüzden kişi şu noktayı çok, çok açık şekilde anlamalıdır ki seksin Kundalini ile hiçbir ilgisi yoktur. Olamaz. Bizden önce İsa yerleştirilmiştir. Ben, İsa’yı tanıyan insanların, sapıkça şekillerde seks yapmak gibi bir şeyi nasıl kabul ettiklerini gördükçe şaşırıyorum. Sizler Tanrıya erişeceksiniz.
Biz sadece seks nesneleri mi olacağız? Bir seks nesnesinden çok daha fazlası olduğumuzu anlamak için, kendimize saygımız yok mu? Sadece bir seks nesnesi. Bu insanları mahvetmenin en iyi yoludur. Bu insanları ayartmanın en iyi yoludur. Ama söylemeliyim ki sizler arayış içindesiniz, sizler su katılmadık arayış içinde kişilersiniz! Kendi ruhunuzu keşfedene kadar dinlenmemelisiniz. Tüm bu saçma sapan fikirlerle tatmin olamayacaksınız. Geri geleceksiniz, biliyorum, hepiniz geri gelmek zorunda kalacaksınız ama o zaman, o kadar mahvolmuş olacaksınız ki, belki de ben size yardımcı olamayacağım. Seksin Kundalini’nin uyandırılması ile hiçbir alakası olmadığı çok net bir şekilde anlaşılmalıdır. O sizin saf anneninizdir, o şahsi olarak sizinle birlikte olan Anneninizdir. Kavramlarınızı unutun, tanımlamalarınızı-kimliklerinizi unutun, lütfen anlamaya çalışın. O sizin annenizdir ve asırlardır size gerçek doğuşunuzu vermek için bekliyor. O içinizdeki Kutsal Ruhtur, size aydınlanmanızı vermelidir ve o şimdi, bunu yapmak için sadece bekliyor ve bekliyor. Kimi insanlar gördüm ki, Kundalinileri yaralı bir yılan gibi başını dört bir yana savuruyor ve gövdesini parçalıyor. Kundalinileri delik deşik olmuş insanlar gördüm. Bizi aptallaştıran, bizden para kazanmaya çalışan bu insanları dinleyerek aptalca düşüncelerle kendimize ne kadar çok zarar verdik. Bu dünyaya gelmiş kimi yok edici güçler var. Hiçte az değiller, çok fazla ve çok hızlılar. Bir şeyleri yok etmek çok kolaydır ama bina etmek öyle zor bir şeydir ki ve yaşayan bir şeyler inşa etmek daha da zordur. Bizler sadece aşığız çünkü bunun kolay olduğunu düşünüyoruz. Kendilerini, birilerinin müridi olarak kaydettirdiklerinde kurtulacaklarını sanan kimseler var. Nasıl kurtulabilirsiniz? Kendinizi büyütmelisiniz, olmalısınız. Onların herhangi birinden hangi güçleri aldığınızı bilmelisiniz, bu size cinsel özgürlüğünüz olması gerektiğini söyleyenlerden. Hayvanlar bütün bunlara sahipler, cinsel bir özgürlüğe sahip olmakta bu kadar özel olan şey nedir? Anlayamıyorum. Demek istiyorum ki, Hindistan’da bu guruların herhangi birisine gitmeksizin, ne kadar insanın çocuk ürettiğini biliyorsunuz. Aksine bu gurular sizi iktidarsızlaştırırlar ve sizin, seksüel eylemde bulunmanın erişilebilecek çok büyük bir marifetmiş gibi hissetmenizi sağlayacak şekilde bir seks eğitimi verirler. Bunu yapmak çok kolaydır ve iktidarsız insanlar için bu çok önemli bir şeydir, buna şüphe yok, ama normal ve doğal olan insanlar için, bu çok basittir, sadece banyoya gitmek gibi bir şeydir. Çok kolay olan şeyler için neden bu kadar gürültü çıkartıyorsunuz. Bu şimdi çok ileri gitti. Onlar seks ile Kundalini’yi yükselebileceğinizi dahi iddia ettiler. Bu anne ile çocuğun, çok çirkin bir tarzda ilişkilendirilmesi gibi bir şeydir. İnsanlar bunu Freud söyledi diyebilirler. Freud bir başka yarı pişmiş kişi. Bunu söylemek zorundayım. Freud, kesinlikle hiçbir bilgeliği olmayan düşüncesiz birisi. Kendisinin buna benzer bazı problemleri olmalı, en başından kendisi anormal bir şahsiyetti. Bütün bunların dışında, psikologlar zaten sadece anormal kişilerle tanışırlar. Normal bir kişi ile bile tanışırlar mı? Normal kişilerden hangisi psikologa gider? Her zaman deliler onlara gider. Ve bu psikologlar da, delilik kapıp delirirler ve sonra da size gerçektende delirtici şeyler öğretmeye başlarlar. Freud çok düşüncesiz biriydi, yaşamımızın sadece bir yüzünü gördü. Başka bir yüzü, daha da başka bir yüzü olduğunu bilmiyordu. Onun için seks çok önemli oldu. Sapıklıkları, diğer şeyleri göremedi ve bizler gerçekten hayrete düştük. Basit insanlara örneğin Hindistan köylülerine böyle bir şeyden bahsetseniz, bu adamın nesi var, onun akıl hastanesine yatması lazım, derler.
Şimdi, bir insan olarak bu güne dek ulaştığımız şeyin ne olduğunu görmeliyiz. Bir insan olarak biz neyiz, erişmemiz gereken şey nedir?
Eğer bu diyagrama bakarsanız (şüphesiz beni bir şeyler bahşeden biri olarak almamalısınız.) Bugün TV’de olduğu gibi, Bana, “eğer biz şüphe edecek olursak siz ne düşünürsünüz” diye sordular. Ben “hayır” dedim, aksine bundan çok memnunum, bu sizin çok özgür olduğunuzu gösterir. Bana sorular sormalısınız ama iş, bu sahte gurulara geldiği zaman, siz başını sonunu düşünmezsiniz. O kadar hipnotize edilmişsiniz ki, ne yaptığınızı bile düşünmezsiniz, diğerlerinin ulaştıkları şeyin de ne olduğunu görmezsiniz. Caddede zıplayan insanlar görünce siz de onlara katılırsınız. Ulaştıkları güçlerin ne olduğunu, durumlarının ne olduğunu, sizden daha mı iyiler yoksa daha mı kötüler ya da rahatsızlıklarını iyileştirildi mi, iyileştirilmedi mi, bilmek istemezsiniz. Aksine onların dünyadan elini eteğini çekmiş münzeviler olduklarını düşünürsünüz. Bazen onlar sebzelerden bile korkarlar, Ben bunu gördüm. Onlara bir sarımsak gösterirseniz dehşete düşerler. Kimi gurularda da bu problem var. Hiç sarımsak almayın derler. Onlara bir sarımsak gösterseniz, zıplamaya başlayacaklardır. Nedir bu? Biz sarımsaktan korkuyor muyuz? Şundan bundan korkan, böyle korkunç insanlar mı olacağız?
Bakarsanız, içimizde sol el tarafında bulunan, daha çok sağdan gelen arzu gücüdür. Sanskritçede bu, “Itcha Shakti” olarak adlandırılır. Bu Mr Freud’un bahsettiği psyche (can) dır, onun parçasıdır. Freud herkesi kendisi gibi yok oluşa sürükleyen kör bir adam. Bu taraf (sol taraf) geçmişimizdir, şartlanmalarımızdır, bilinçaltı aklımızdır, şüphesiz ki, bilinçaltı bir aklımız var. Ama bu sahip olduğumuz her şey bu değildir, daha pek çok başka şeyimiz var. İçimizdeki bilinçaltı aklımızda, bunun ötesinde, kolektif bilinçaltı şeklinde bir bölge vardır ve bu tehlikeli bir bölgedir. Bu bölgeye girdiğinizde kanser gibi hastalıklarla kontrat yaparsınız. Biliyorsunuz, Sahaja Yoga’da biz kanseri kesinlikle iyileştirebiliyoruz. Kanserli olan insanlara, Bana gelip iyileşenlere hayret etmiştim, onlar sağ kanaldan daha fazla sol kanaldan etkilenmişlerdi. Bir kez aydınlanmanızı alınca, siz kendinizi keşfedebilir ve aydınlanmış bir ruh olursunuz. Sağ tarafta, eylemin gücü denilen bir başka güç vardır. Bir şeyleri arzu edersiniz ama bunu eyleme dökmeniz gerekir. Bu Kriya Shakti’dir. Bu gelecektir. Geleceğin ötesinde, bilinç üstü bölgesi veya kolektif bilinç üstü vardır. İnsanlar bunun içimizde, nerede olduğunu söylemeden, onun hakkında konuştular. Onlar İsa hakkında konuştular. İsa içimizde nerededir? Krishna hakkında konuştular. Krishna içimizde neremizdedir? Onun içimizde bu özel merkezde bulunduğunun kanıtı nedir? Orta kanalda bizlerin insan olduğumuz başka bir güç bulunuyor. Geliştiren, evrimleştiren güç, Religo, din ama bizim anladığımız din değil, DİN.
Karbon dört değerliklidir, altının leke tutmama, kararmama özelliği vardır. Aynı şekilde bir insanın içinde on değerliği vardır. Bu değerlilik onu yaşamda tutan, o kişinin insan olduğunu söyleyen, insan olma niteliğidir. İçimizde üç gücümüz vardır. Bunları daha basit ifade etmek üzere, Sahaja Yoga terimleri ile onları farklı bir şekilde adlandırırız. Bu üç güç içimizde mevcuttur. Ama merkezi güç (ortada olan) biraz kesiktir, eğer bakarsanız, burada bir boşluk var. Sayesinde evrimleştiğimiz bu merkezi güç, henüz ana güçle bağlantıda değildir ve kordon Kundalini’dir. Kalbimizde ruh oturur, o kalbimize yerleşmiştir. O Kadir-i Mutlak’ın yansımasıdır. Aydınlanmamızı almadığınız sürece, Onunla bağlantıda olmadığınız sürece, tüm dinler, yaptığınız her şey anlamsızdır. Bu, birisine, arada hiçbir bağlantı olmadan telefon etmek gibidir. Onu bozarsınız, Bu yüzden bağlantıda olmalısınız. Bugün Bana, Hatha Yoga hakkında başka bir ilginç soru sordular. Ben, “bugün artık kimse Hatha Yoga yapmıyor”, dedim. En gelişi güzel hali ile kimi egzersizler yapıyorlar. Dikkatleri bedenlerinde ve niçin belli bazı egzersizlerin yapılması gerektiğini anlamadan, bir şeyler yapıyorlar. Aslında Patanjali’nin gerçek Hatha Yogasında, “Ishwara Pranidhan” sahibi olmalısınız. Bunun anlamı, ilk önce sizin Tanrınızın yerleştirilmiş olması gerekir, demektir. İlk olarak, siz bağlantıda olmak zorundasınız. Bırakın Kundalini yükselsin ve bundan sonra da, hangi çakraların tıkalı olduğunu, hangi egzersizlerin, hangi mantranın gerekli olduğunu bilirsiniz. Bu ülkede büyük organizasyonlarımız var. Başka her yerde bir tek mantra veriyorlar. Şimdi düşünebiliyor musunuz? 6 merkez var, bunlar temel merkezler, daha fazlası da var. Sizi hayrete düşürmemek için sayı vermek istemiyorum. Ama 6 ana merkez ve 2 tane de, sağ ve soldaki var, güneş ve ay, altta da yedinci bulunuyor.
Gördüğünüz gibi 9 merkez var, esas olarak bilmeliyiz ki, bu 9 merkezde, 9 deity var. Nasıl birisine tek mantra verebilirsiniz? Farz edelim 6 kapıdan geçmeniz gerekiyor ve sadece bir tane geçiş izniniz var, elinizde beşinci kapıdan geçiş izniniz var ve siz ilk kapıda duruyorsunuz. Nasıl geçebilirsiniz? Bu insanların fikri yok. Onlar öyle korkunç mantralar veriyorlar ki, işitince şok oldum. Hintlilere bundan bahsedersiniz çok şaşırırlar. Mantralardan birinin anlamı tinga (başparmak). Düşünebiliyor musunuz, bu mantra olabilir mi? Söylenmesi gülünç şeyler “inga binga dinga” gibi korkunç şeyler, bunlar mantra değil, bu saçmalık, bu süregelen bir mafya işi. Gelip kulağınıza söylerler ve derler ki, bunu başkalarına söylememeniz gerekir. Sonunda Beni en çok şaşırtan mantra, “fallop tüpleri” idi. Ben “ne?”, dedim. Fallop tüpleri, bu nasıl mantra olur ve biz bunu alırız, bunu alırız ve bunun için ödeme yaparız. İnsanlar 3.000 pound ödediler ve 3.000 poundu bir hafta boyunca kaynamış patates çorbası içmek için verdiler. Sadece bu su, 5 gün! Bir gün kabuğu, bir günde patates, onları zayıf düşürmek için, bu şekilde katılanlar muhakemeleri tamamen kaybedecekler ve sonra da kolayca hipnotize edilebilecekler. Bu korkunç insanlara dikkat edin. Sizin arayış içinde olduğunuzu biliyorlar, şevkle arıyorsunuz. Paranız olduğunu biliyorlar, para verebilirsiniz, vermelisiniz, sizin ne kadar paranız var diyerek, egonuzla oynamak istiyorlar. Bunların hepsi parazitler, en kötü tipte olanlardan. Bunların hepsi parazit, unutmayın, onları tanıdığınız gün gelecek, hastalıklarından ve epilepsiden caddelerde yıkılıp kaldığınızda Bana geleceksiniz. Hâlihazırda Bana bu halde gelen pek çok kişi var. Sizi tekrar uyarmalıyım, dikkatli olun ve bu insanlar her ne ise, bilgi vermezler, sizi sadece hipnotize ederler. Sadece bu da değil. Para kazanmayı da istiyorlar ama Tanrı’nın krallığını yok etmeyi akıllarına koymuşlar. Hepinizi yok etmeyi kafalarına koymuşlar çünkü onlar şeytani kişiler ve şeytanın krallığını kurmak istiyorlar. Bizler için bu tür şeyleri benimsemek çok kolaydır. Söz ettiğim gibi, düşmek çok kolay ama yükselmek zordur. Bu, o kadar da zor değil, kendiliğinden olduğunda çok basittir. İşi biliyorsanız yapabilirsiniz. Eğer güzel bir bahçe varsa, bunun arkasında işi yapmış olan bir bahçıvan bulunması gerektiğini kolayca anlayabilirsiniz. Birisi işi biliyorsa, bunu yapabilir.
Orta kanal, sayesinde kişinin yükseldiği kanaldır. Kundalini Brahmanadi’nin çok ince olan yolu sayesinde yükselir. Başlangıçta sadece tek bir saç teli gibi bir şey yükselir ve içinden delip geçer. Tabii kimi insanlarda o çok güçlü şekilde de yükselebilir ve sonra bıngıldak kemiği bölgesini delip geçer ki, bu gerçek vaftizdir, gerçek. Bugün insanlar, sadece başlarından gelen serin esintiyi hissettiler. Bunu atlayıp zıplayarak veya para vererek yapabilir misiniz? Serin esintiyi elde hissettiler. İncil’de bu yazıldı, İncil’de bile çok açıkça, “bu serin esintidir, serin esinti Kutsal Ruhun belirtisidir”, denilmiştir. Serin esintiyi ellerinizde hissetmeye başlarsınız, serin esintiyi başınızda hissetmeye başlarsınız. Bu gerçekleşmedir. Tabii ki, sizler Adi Shankaracharya gibi çok iyi olan, diğer kitapları okumuyorsunuz. İnsanlar, bunun serin esinti olduğunu, Chaitanya’nın, ellerde serin esinti olarak hissedileceğini gerçekten ve açıkça söylemiş olanın adını anmaktan bile hoşlanmıyorlar. Sizin gerçeği bilmenizi istemiyorlar. Bu gerçektir, aydınlanmanızı aldığınızda, serin esintiyi ellerinizde hissetmelisiniz. Kendi kendinizi yargılamalısınız. Ben size, görmesi gereken kendinizsiniz, hissetmesi gereken sizsiniz ve sonra da büyümelisiniz, her şeyi, Tanrısal bilimin tüm gizlerini bilmelisiniz, demeyeceğim size. Üstat olursunuz, sonra da guru olursunuz, siz ruhsunuz ve bunu almalısınız, size verilen, sizindir. Bunun için Benim yapacağım bir şey yoktur. Ben sadece katalizörüm (başlatan kimse). Bunu siz kendi kendinize yapabilirsiniz. Bir kez aydınlanmanızı aldığınız zaman, siz de aydınlanma verebilirsiniz. Aslında, Warren ve Terence, Bana geldiler. Onlar bütün bu gurular tarafından gerçekten de linç edilmişlerdi ve son derece mutsuzlardı. Hindistan’a gitmek üzere ayrılmamdan hemen önce Avustralya’dan beni aradılar. Anne, bizde telefonunuz var, gelip sizi görebilir miyiz dediler. Onların seeker olduklarını biliyordum. Onları önce yakaladım. Ben şehirlerde çok çalışmıyorum, köylerde çalışıyorum çünkü köylülerin aydınlanma alması çok kolaydır. Geçen gün Kadus adında bir köydeydik, altı bin kişi aydınlanmasını aldı, gazetede haber yaptılar. Bu gurular şehirlerde çalışır çünkü onlar para isterler ve keselerini doldururlar. Bu şehirlerde olur. Ben köylerde çalışırım. Fakir kimseler köylerdedir, bir banyoları bile yoktur, yıkanmak ve benzeri şeyler için nehre gitmeleri gerekir. Konfora alışkın Avusturalyalılar için pek çok zorlukla doluydu ama bir şekilde idare ettiler. Aydınlanmalarını aldılar ve aldıkları zaman, buraya geri döndüklerinde, ilk seferinde 300 kişiye aydınlanma verdiler. Şimdi aydınlanma hususunda, uyandırma hususunda, Kundalini hakkında pek çok şey biliyorlar. Aydınlanma sonrasında her şey tümüyle mantık dahilindedir öncesinde ise, o sadece hiçbir şey anlamayan kör bir mantıktır. Kundalini oradadır, O sizindir. Sahaja, Saha’nın anlamı “ile”, ja ise “doğmuş” demektir. Sahaja, sizinle birlikte doğmuş olan demektir, o sizin içinizdedir. O sadece yetkili bir kişi tarafından, nasıl yapılacağını bilen kişi tarafından yükseltilebilir. Kişi bundan dolayı acı hissetmez çünkü Ben bunu yapıyorum. Bunu sizin yapmanız daha iyi olur, bundan büyük mutluluk duyarım biliyorsunuz. Ben çok mutlu bir şekilde evli bir kadınım, hiçbir şeye ihtiyacım yok. Kocam gidip bunları yapmam için bana izin verdi çünkü hiç kimsenin bunu yapamayacağını biliyor. Eğer siz bunu yapabilirseniz çok mutlu olurum, gerçekten emekliye ayrılmayı isterim. Dahası eğer bunu Ben yapıyorsam, siz kendinizi neden kötü hissedesiniz. Nihayetinde yapamadığım pek çok şey var. Ben araba kullanamam, daktilo yazamam. Hatta konserve kutularının nasıl açılacağını bile bilmem. Umutsuz denecek derecede başarısızım. Eğer Ben Kundalini’nin nasıl yükseltileceğini biliyorsam, kendinizi kötü hissetmenize ne yol açabilir. Kendinizi bilmek ve bunu kendi içinizde elde etmek sizin hakkınız, o zaman gerçek vaftizinize, gerçek gücünüze erişin ve buna bir kez ulaşınca, farklı bir kişilik olursunuz. Çok farklı bir şey olursunuz.
Geçen gün bir centilmen, çok eskiden Singapur’da Benimle tanışmış olan yaşlı bir adam Bana, “Anne, aydınlanmadan sonra, ben buna tamamen dokunmadım bile, ama bana tek bir şey oldu ki, kumarı, sigarayı ve içkiyi bıraktım, bir anda, ne oldu Bana?” dedi. Bende ona, “Gerçeği bulduğun zaman, bunları bırakırsın” dedim. Gerçek bir elmas bulduğunda tabi ki yapay olanları bırakırsın. Çünkü inanılmaz derecede sıkılıyorsunuz. Çünkü hayatı, insanları çok sıkıcı buluyorsunuz, çok sıradan, gerilim dolu, zalimlik dolu, problem dolu buluyorsunuz. Siz bunları istiyorsunuz. Ama kendi mutlaklığınızı bir kez bulunca, güven duygunuz kesinlikle oturur. Size vaat edilmiş olan, neşe, mutluluk, saadet, üzerinize akmaya başlar. Çok rahatlamış hissedersiniz. Bunun dışında, size pek çok şey daha olur ama bir konuşmada bunları anlatmak zor. Sizlere pek çok başka daha konuşma yapacağım. Olan ilk şey, fiziksel olarak formda-sağlıklı olursunuz. Bu kimin sağlıksız olduğunu tespit etmek için bir hastaneye gitmek, bir girişimde bulunmak ve bu hastalığı iyileştirmek için dünyanın parasını ödemek şeklinde değildir. Hayır, kaç kişiyi iyileştirdiğimi bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum inanın, kaç öğrencimi iyileştirdiğimi bilmiyorum. Bu güneşin ışıması gibidir. Güneş kaç yaprağın yeşerdiğini bilmez. Sevdiğiniz, beslediğiniz insanlarla ilgili kayıtlar tutmazsınız. Yemek yedirdiğiniz birinin kaç lokma yediğini kaydeder misiniz? Bunu yapar mısınız? Bu sevgidir. Neden kanıtlara ihtiyaç duyuyorsunuz. Bana hiçbir şey ödemiyorsunuz, neden kanıta ihtiyacınız var ki? Güneşten hiçbir kanıt istiyor musunuz? Bana hiçbir şey vermiyorsunuz. Ben hiçbir şey satmıyorum. Bir alışveriş yok. Bu hediyeyi almalısınız. Onu almalısınız. Yani Beni neden yargılamak istiyorsunuz? Eğer aydınlanma almadıysanız, bunun için çaba göstermeniz en iyisidir. Beni tanımakla ne kazanacaksınız. Beni tanımak kolay değildir. Bu çok, çok zordur. Ben bir kamuflaj altındayım. Bu bilinmesi çok güç bir husustur. En iyi şey, sizin kendinizi tanımanızdır, o zaman öğreneceksiniz. Kendinizi tanımadığınız sürece, Beni tanıyamazsınız. Yani sizin Bana rahatsız edici sorular sormanızın bir yararı yok, size söyleyemeyeceğim çünkü artık çok akıllandım. Krishna sadece tek bir kişiye, Arjuna’ya söyledi. Her şeyi bırak ve beni izle dedi. Yogadan sonra, Kshema’ya ulaşacaksın dedi. Kshema saadet demektir. Öncesinde değil. Fiziken, aklen, duygusal olarak, maddi olarak, sosyal olarak, her şekilde saadete ulaşacaksınız ve spritüel olarak. O, Yogadan sonra bu olacak, dedi, daha önce değil. İşte onu aldığınız zaman, size olacak olan şey işte budur. Eğer bugün alamazsanız hayal kırıklığına uğramayın. William Blake’e göre Kudüs olan İngiltere’de, çok, çok sıkı çalıştım. Dört yıl boyunca sadece altı kişinin üstünde çalıştım. İnanabiliyor musunuz? Kırılması çok zor cevizlerdi. Ama bir kere kırıldıklarında, her şey gibi havaya uçtu-genişledi. Ve şimdi aydınlanmış binlerce kişi var. Şüphesiz Ben onların kaydını tutmuyorum. Bir organizasyon yok, hiç bir şey yok. Aydınlanmış olup olmadıklarını vibrasyonlarıyla bilip, onları tanıyorsunuz. Çünkü siz kolektif bilinç oldunuz, sizler oldunuz, tekrar ve tekrar, bu bir oluştur. Diğerlerini hissetmeye başladınız, kendinizi hissetmeye başladınız. Bu önemlidir, hayati, kesinlikle kendiniz için yapmanız gereken şey bu. Bunu almalısınız, bugün değilse yarın. Ama neden bugün olmasın, bu iyi bir fikir. Ama onu aldıktan sonra bilmelisiniz ki, İsa’nın tarif ettiği gibi kimi tohumlar kayalara düşer. Aynı şekilde bu olur, siz ona bakmalısınız, onu büyütmelisiniz, onu yönetmelisiniz ve kendi kendinizin gurusu olmalısınız. Bu sabah söylediğim gibi, en iyisi siz bu gurulara gidin ve paranızı geri isteyin. Bunun aklın ötesinde olduğunu anlamanın en iyi yolu, budur. Ben sınırsızlık hakkında konuşuyorum, aklımız sınırlıdır, beynimiz sınırlıdır. Ama pek çok şey anlaşılabilir. Pek çok kişi bize aydınlanmamızı verenin, Kundalini’nin uyanışı olduğu kanısına ulaştılar. Sınırlı beyinlerine rağmen, onlar bu bilgiye ulaştılar. Mr. Freud’un öğrencisi olan Jung gibi insanlar, pek çok başka sonuçlara da ulaştılar. Jung çok duyarlı birisi idi ve o aydınlanmanızı almak zorundasınız, aydınlanmanızı almak zorundasınız, dedi ve Sahaja Yoga’nın zeminini hazırladı. Aydınlanmanızı aldığınızda, kolektif bilinç olacaksınız dedi, kendisi bundan söz etti. Yani kişi şunu anlamalıdır ki, bunlar sadece benim söylediğim şeyler değil, bu tüm büyük azizlerce, tüm enkarnasyonlarca, tüm büyük peygamberlerce söylenmiştir. Muhammet, sizler akran olmalısınız dedi. Ama şimdi onların din için neler yaptıklarını biliyorsunuz. Ben tartışmalara girmek istemiyorum ama bu enkarnasyonların yaptıklarının neler olduğunu kendiniz yargılayabilirsiniz. İnsanlara en iyi, en yüksek şeyleri verin, onlar bunu nasıl karalayacaklarını bilirler. Şunu söylemeliyim ki, Hinduların dediği gibi, Atma, Ruh herkeste bulunur. Aslında doğuma bağlı olandan farklı bir kast sistemi başlatmaları gerekmez. Gerçekte Jati’nin (kast) anlamı, kişinin belli bazı niteliklerle doğmasıdır. Örneğin arayış içinde olduğun için Brahmin’sinizdir, Brahma’yı arıyorsunuz, bu yüzden de Brahmin’sinizdir. Bu güç arayan insanlar, seçimlerde peşinden koştuklarımız Kshatrya’lardır. Bunun gibi, bunlar bir kişinin doğumunu belirleyen o kişinin kabiliyetleridir. Gerçekte, Gita’yı yazmış olan Vyasa, balıkçı bir kadının gayri meşru çocuğuydu ve o, kendisinin Brahmin bir ailede doğduğunu nasıl söyleyebilir. O bir kapasitedir, bir kategoridir. Sizler arayış içindekilerin olduğu bu kategoridesiniz, siz aydınlanmasını alacak olanlarsınız. İşte siz bu Brahminlersiniz ve bu kategori herhangi bir yerde olabilir. Bu İslam dünyasında olabilir, Çin’de olabilir, Rusya’da, İngiltere’de olabilir, O Avusturya’dadır. Ben kocamın işi sayesinde tüm bu ülkelerde bulundum. Şaşırdım. Ben Ruslara da aydınlanma verdim, aydınlanma için çok iyiler. Ama aydınlanmanın büyüklüğünü anlamaları biraz zaman alacak. Çünkü sizler gerçekten de özgür insanlarsınız, özgür insanlarsınız, demokratiksiniz. Sahaja Yoga’yı anlamak için daha açık bir akıla, daha yükseklere ulaşma sansına sahip olabilirsiniz. Ama hala belirtmek istiyorum ki, özgürlük kendini tamamen terk etmek anlamına gelmez. Bunu kast etmiyorum. Mesela, bir uçağın tüm parçaları kendi başlarına özgür olmak isterse, sonunda uçağa ne olur. Biz bir bütünün, bir varoluşun parçalarıyız. Ezeli bir varoluşun, makro kozmosun, bizler hücreleriz. Kendimizi bütünle ilişkilendirmeliyiz ve bu sayede farklı hücreler arasındaki koordinasyonu, ilişkimizi keşfetmeliyiz, sevgiyi, aradaki sevgiyi.
Son olarak söylemek istiyorum ki, bu Tanrı’nın sevgisidir, sizi bir insan yapan Tanrının lütfüdür ve sizi en kâmil insan haline getirecek olan Tanrının lütfüdür. Çünkü Tanrı sizi, Shri Krishna’nın flütü gibi içi boş bir kişilik haline getirmek için, bu gücün size doğru akmasını ister. Böylece Tanrının gücünü hissedebilir ve onu yönlendirebilirsiniz. Tanrının krallığına girersiniz. Çünkü O, sevgi okyanusudur. O sizin, sözüm ona suçlarınızı affeder. Hangi suçlarınız varsa da, hangi günahları işlediyseniz de, siz sadece bazen evin dışından küçük bir saman çöpü getirmekten dolayı kendini suçlu hisseden küçük kuşlar gibisiniz. O, seven bir babadır. O, kendisi bağışlama okyanusu olan bir babadır. O, bizi tamamen temizler, O güzelliğini bize bahşeder. Siz, Tanrının tüm güçlerinin, tüm güzelliğinin haşmetinin bahşedildiği, Onun kendi çocukları olursunuz.
Tanrı sizi kutsasın.
Biraz su alabilir miyim lütfen. Şimdi, bir yolu var bazen insanlar sorular sormak istiyorlar ve onlar soru sormak için çok hevesliler. Bu zaman israfı. Şimdi, eğer açsanız, aslında aydınlanma almayı istemeli ve bunun işe yaradığını görmelisiniz. Bu sorular, bazen dikkatinizi dağıtabilir. Önce aydınlanmanızı almanız ve soruları daha sonra sormanız daha iyi olur. Ama bu ilk giriş konuşması, sanırım birkaç soru sormanız iyi olur, Ben sizin Annenizim, sorularınızı hiç korkmadan sormalısınız.
Orada elini suçlu şekilde kaldıran biri var. Yüksek sesle sormalısınız. Sizi duyamıyorum. Herhangi bir tehlike var mı ... (belli değil) Hiç de değil. Bu çok iyi bir şeydir. Hiç bir şekilde yok. Hiç bir şekilde, o sizin Annenizdir. Bakın, anne size koruma verdiği zaman, bütün silahlarını kuşanır. Bu dünyevi annedir, göksel annedir. Herhangi bir tehlike yok. Ama bu insanların bir yetkisi yok. Bu sanki köyden gelip, elektriği bilmeyen birisinin, elini fişe sokup, "Ben şok yaşadım" demesi gibi. Doğal olarak şok geçireceksiniz.
İşi bilen, Kundalini'nin nasıl yükseltileceğini de bilir. O sizin Annenizdir, hiç bir tehlike yok. Hiç bir şekilde.
Katılımcı: Gurular yaparmı .... ( anlaşılmıyor )
Evet, elbette, size yapacağım şey bu. Şüphesiz siz de başkalarınının Kundalinisini uyandıracaksınız!
Evet, evet, yüz kere.
Katılımcı: Nasıl
Çünkü sizler olmalısınız. İlk önce olmalısınız, bu çok basittir, tamam, bunun nasıl yapılacağını size daha sonra anlatacağım.
Katılımcı: ( anlaşılmıyor )
Yargılamak Benim işimdir. Yargılamak Benim işim. İrade sahibi hiç kimseyi bulamıyorum.
Yanlış yönlendirilen, yollarını kaybeden insanlar var. Bu dünyada çok az sayıda kötü insan var, çok az.
Aslında arayış içindekiler hiç de kötü değiller, zavallı şeyler kötü güçlerin elinde oyuncak oldular.
Yıkıldım, bazen onların sömürüldüğünü görüyorum. Ama onlar kötü değiller. Onlar hiç de kötü insanlar değiller. Onlar arayış içindeler, kesinlikle güzel şeyler onlar. Kötü biri olduğunuzu düşünmeyin, asla böyle düşünmeyin. Bu Beni incitiyor.
Yogi: Bu akşam Kundalini'yi yükseltecek miyiz?
Shri Mataji: Hemen şimdi!
Yogi:, Sevgi, Tanrısal sevgi olan Krishna'nın, Chaitanya'nın son Avatarı olup olmadığını soruyor.
Bu Chaitanya demektir –bunun hepsi Pranava’dır. Bunun birçok ismi var. Sanskritçe buna Bred, Ruh denir. Ve İncil'de buna Kutsal Ruhun Nefesi denir. Bu bibel’dir, tüm evrenin yönetildiği güçtür. Sürekli olan her şey bununla gerçekleşir. Bu üç güç, aynı şeyin üç ayrı yönüdür. Ama aydınlanmanızı aldığınızda, siz bütünleşmiş olan gücü elde edersiniz. Aslında, bir kişiyi analiz ettiğimiz zaman, gerçekte onu bölüyoruz. Mesela bir gözünüz için bir doktorunuz, diğer gözünüz için ise başka bir doktorunuz olabilir. Ama Chaitanya sizi tamamen bütünleştirir. Ve tüm güç, sağ taraftaki bir prana'nın (anlaşılmıyor) gücüdür. Sol taraftaki bir manasa’nın ve merkez de olan ise dharmamızdır. Bütün bunlar entegre edilmiştir.
Katılımcı: (anlaşılmıyor)
Şikayet doğrudur. Doğru şikayet edildi.
Şu an kaç yaşındasınız?
Katılımcı: 30
Shri Mataji: Sadece otuz mu? Yaklaşık on yıl önce, siz yaklaşık yirmi yaşınızdayken Ben bunu ilan ettim. Ama hiç kimse Bana inanmak istemedi. Bunun için suçlanacak olan insanlardır. İsa’yı kim çarmıha gerdi? Neden tanınmadı? Birçok soru soracağım. Neden onu tanımadınız? Krishna'yı neden tanımadınız? Rama'yı neden tanımadınız? Neden aziz olan bir şahsiyeti tanımadınız? Ama sahte olan bu korkunç şeyleri,ı neden tanıdınız? Ben hepsinden bahsettim, açıkça korkmadan. Sonra yıllar önce Amerika'ya ve her yere gittim. Ama bakın, Amerikalılar şimdi nereye gittiler? Çıldırdılar ... Onlar çıldırdılar.